Hakkımızda

Sitemizde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeler ülke Koordinatörlerimiz tarafından düzenli olarak takip edilmekte ve Genel Koordinatörümüz Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Veysel AYHAN'ın katkılarıyla yayınlanmaktadır.

SUDAN


SUDAN GÜNDEMİ SON ÜÇ AYIN ÖZETİ
Hanife ARPACI
08.06.2012


SUDAN VE GÜNEY SUDAN : KORKUTAN GELECEK


Sudan, 9 Temmuz’da Güney Sudan’ın bağımsızlığını kazanmadan önce Afrika Kıtasının en büyük ülkesiydi. 1952 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlığını kazandıktan sonra ülke sürekli çatışma halinde olmuştur. 17 yıl süren iç savaş 1972 yılında Addis Ababa Antlaşması ile sona ermiş, 10 yıllık süre içerisinde 2. Sivil savaşın başlaması ile antlaşma iptal olmuştur. Çatışmalar 2005 yılında yapılan Kapsamlı Barış Antlaşması (CPA) ile sona ermiş fakat Kuzey ve Güney sınırındaki tartışmalı bölgelerde tansiyon hiç düşmemiştir. Sudan parçalanmadan sonra diğer sorunlarla da yüzleşmek zorunda kaldı. İktidar olan Ulusal Kongre Partisi’nin (NCP) gücü küçümsenmeyecek derecede çok fakat hala iç çekişmelerle uğraşmak zorunda. Sudan Başbakanı Ömer Hasan El BeşirUlusal Suç Mahkemeleri tarafından soykırım yapmakla suçlanıyor. Ekonomi, 2006 yılından 2008 yılına kadar gelişme gösterdiyse de sonraki yıllarda düşüşe geçmiş durumda öyle ki halkın % 40 kadar kesimi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 

Sudan’ın politikası yıllardır din çerçevesi altında ilerlemekte, 1989 yılında Milli İslami Cephenin de yardımıyla darbe sonrası yönetimi alan Ömer Hasan El Beşir [Milli İslami Cephe tarafından desteklenen Korgeneral El Beşir 1989 yılında askeri darbe ile yönetimi ele geçirmiş, 1996 yılının mart ayında Cumhurbaşkanlığına seçilmiş ve 2004 yılında da Mareşal unvanı almıştır] iktidarı hiç bırakmamıştır. 1996, 2000 ve 2010 yıllarında sırasıyla halk sürekli onu seçmişti fakat uluslararası gözlemciler seçimlerin hile ve tehdit ile gerçekleştiğini savunmakta. El Beşir’in genel başkanı olduğu Ulusal Kongre Partisi (NCP) parlamentoda güçlü çoğunluğu da elinde bulundurmakta. Muhalefet partileri Demokratik Birlik Partisi (DUP) ve Ulusal İslami Cephe (NIF) partilerinin sudan politikasında çok kısıtlı söz hakkına sahipler, 2000 yılındaki genel seçimlerde DUP partisi seçimleri boykot etmişti ve 2010 seçimlerinde ise sadece % 2 oy kazanabilmişti. Uluslararası Suç Mahkemesi (ICC) El Beşir’i 2009 yılında savaş suçu, insanlık suçu ve soykırım suçlarından üç ayrı şekilde yargıladı ve suçlu buldu. El Beşir Sudan’da Uluslararası Suç Mahkemesi tarafından yargılanan tek lider olma özelliğini taşıyor.2005 yılında 2. Sivil savaşı sona erdiren Kapsamlı Barış Antlaşması (CPA) Sudan Hükümetini ağır bir şekilde yönlendirmekte çünkü antlaşma Hartum ile Güney Sudan’ın iyi ilişkiler içinde olmasını öngörüyor. Güneyli Meclis Üyeleri 9 Temmuz’da parlamentoyu bırakmış çoğunluğu iktidar olan Ulusal Kongre Partisi (NCP) almıştı. 

Ekonomi olarak 2006 ve 2008 yıllarında geçmiş yıllara göre iki kat gelişme gösterdi, petrol sayesinde 2009 yılındaki dünya krizi Sudan etkilemedi aksine % 4 ve %5 gelişme gösterdi. Bu makroekonomik büyüme Sudan’ın çevresinde pek hissedilmedi, o yıllarda kişi başına düşen yıllık gelir 2.300 $ dı ki bu dünya genelinde düşük bir rakam çünkü Sudan’dan petrol ithal eden komşusu Mısır’ın kişi başına düşen yıllık geliri 6.200 $ dan fazlaydı. Hartum’daki hükümet ve aynı zamanda Güney Sudan başkenti Cuba’nın gelirinin çok büyük kısmını petrol karşılıyor. Petrol sektörünün dışında Sudan’ın gelirinin bir kısmını tarım oluşturuyor zira Sudan Afrika kıtasında olmasına karşın verimli toprak alanlarına sahip. Pamuk ve reçine ihraç ettiği iki ana üretim kaynağıdır. Buğday ülke genelinin besin kaynağını oluşturmakta, verimli toprakların çoğu Mavi Nil ve çevresinde bulunmaktadır. 

Sudan’ın endüstriyel yapıları başkent Hartum çevresinde inşa edilmiş, Sudan’ın alt yapısı, endüstriyel alanı ve savunma sistemi Güney Sudan’a göre çok daha iyi durumda. Sudan ana limanların hepsini elinde bulunduruyor, büyük avantajı olan Sudan tarım ve petrolü uluslararası marketlere taşıması elinde bulundurduğu limanlar sayesinde gerçekleştirmekte. Güney Sudan petrol rezervlerine sahip olmasına rağmen ihraç edebilmesi için Sudan’ın limanlarına ihtiyacı var. Parçalanmadan sonra tartışmalı bölge olan tüm Sudan’ın petrol rezervlerinin %55 ine sahip Heglig bölgesinin Güney Sudan’da kaldığını düşünürsek Sudan, petrol rezervlerinin %72 sini kaybetmiş durumda. Heglig bölgesinden çıkarılan petrol dahil Sudan’ın günlük petrol üretimi 600 bin varil civarındadır. 1990 yılında Amerika Birleşik Devleti tarafından ulusal terörizmi destelediği gerekçesi ile Sudan’a ekonomik ambargo uygulanmıştı. Amerika başbakanı Barak Obama eğer ocak ayındaki referandum ile Güney Sudan bağımsızlığını kazanamasaydı yapılan ambargonun boyutlarının çok ciddi bir şekilde artacağını ve gerekirse müdahalede bulunacağını açıklamıştı. 


Sudan Başbakanı Ömer El Beşir Güney Sudan’ a ticaret ambargosu uyguladı. El Beşir Güney sınırında olağanüstü hal ilan etti ve Güney Kordofan, Beyaz Nil ve Sennar Eyaletlerinde ticareti yasakladı. 

Olağanüstü hal, çatışma ve ambargonun getirdiği şartlar yıllardır Güney Sudan’nın batı sınırında yer alan Darfur kentine sağılmaz acılar veridi, öyleki Afrika’nın en uzun, Sudan’ın 2. sivil savaşı yılların arasında (1983-2005) sınır bölgelerinde 2 milyondan fazla insan yaşamını yitirdi. Sudan ve Güney Sudan’ın ayrılmasından sonra bölgede ticaret gayri resmi olarak yasaklanmıştı fakat acil ve sağlık yardımı durumlarında ticarete izin veriliyordu. Ömer El Beşir’in bu kararı Danıştay Başkanının özel mahkemelerce aldığı ‘’Başbakanın herkese ve mandası altındakileri (kararları) uygulama hakkı vardır’’ kararına istinaden uygulandığı belirtildi. 

Resmi kaynaklara göre Beyaz Nil’in valisi, yerleşim yeri Hartum’un güneyinde olan 12,000 Güney Sudan etnik kökenli halkı 1 hafta içinde sınır dışı edeceklerini açıkladı. Beyaz Nil valisi Yusuf El Şambal ‘’Güneyliler toplama merkezi Kosti bölgesinde bekliyor, kendilerine verilen süre sona erdi ve sınır dışı edilecekler’’ dedi ve ekledi Kosti’de bekleyen Güneylilerin Kosti vatandaşları için güvenlik tehlikesi oluşturduklarını söyledi. 

Güney Afrika mayın temizleme şirketinin 4 çalışanı Birleşmiş Milletler mayın temizleme belgeleri olmasına rağmen Pazar günü Sudan Ordusu tarafından tutuklandı. Silah üretim şirketi (Mechem) CEO ‘su Ashley Williams tutuklananların kendi çalışanları olduğunu ve Güney Afrika, Güney Sudan yerel şirketi ve Birleşmiş Milletler adına görev yaptıklarını açıkladı. Williams’ın bu açıklaması Sudan Ordusu tarafından inandırıcı bulunmadı, zira Sudan Ordu Sözcüsü tutuklananların Güney Sudan adına görev yapan ajanlar olduğunu ve saldırı amaçlı ülkelerinde bulunduğunu açıkladı. ‘’Mayın temizleme insani bir yardım ve gönüllüler tarafından yapılmakta fakat tutuklanan iki kişinin geçmişi askeri istihbarata dayanmakta, kendileri hakkında söylenenler asılsız ve tamamen yanlıştır’’ dedi. Buna karşılık Ashley Williams ‘’ Biz insani olarak kara mayını temizleme işi yapıyoruz ve tamamen Birleşmiş Milletler dokunulmazlığındayız. Tutuklamalar Güney Sudan bölgesinde yapıldı, tutuklanan 4 çalışanımız güneye doğru iki Birleşmiş Milletler karargâhı arasında seyahat ediyordu. Tutuklandıktan sonra onları Heglig’e geri götürülüp orada tutukladıklarını söylediler çünkü Heglig tartışmalı bir bölge, burada tutuklandıklarını iddia etmeleri tutuklamaları meşru göstermeye çalışmalarından kaynaklanıyor ’ dedi. 

[http://www.aljazeera.com/news/africa/2012/04/2012429133926643861.html] 

Sudan Ordusu diğer bilinen adıyla SAF, daha önce Sudan Halk Liberal Hareketi – Kuzey (SPLM-N) isyancılarında bulunan Mavi Nil eyaletindeki iki bölgenin kontrolünü geri aldı. Çarşamba günü yapılan çatışmanın doğruluğunu yerel haber kaynakları doğruladı. 

Mavi Nil eyaletinin vali yardımcısı Adam Abakar, Sudan Medya Merkezine (SMC) yaptığı açıklamada SAF’ın Angasana dağlarında bulunan Suda ve Gam bölgelerinin kontrolünü tekrar geri kazandıklarını açıkladı. Bölgenin uzun zamandır SPLM-N kontrolünde olmasını başarının önemini katladığını açıkladı. Mavi Nil vali yardımcısı Adam ‘’5 gün süren yoğun çatışmalarda isyancılar çok büyük can ve mal kaybına uğradılar, SAF’ın zaferi bölgedeki tarım ticaretini hızlandıracak bu bölge için güzel bir gelişme ’’ dedi ve ekledi ‘’ ayrıca isyancılar halkı SAF ordusuna karşı canlı kalkan olarak kullanıyor’’ dedi. 

Geçen yıl Kasım ayında hükümet güçleri isyancıları Mavi Nil eyaletinden püskürtmüş fakat iki ay sonra çatışmalar Güney Kordofan eyaletinde tekrar başlamıştı. Mavi Nil hükümet güçlerinin kontrolüne geçince seçimle Mavi Nil eyaletinin valiliğine gelen SPLM-N sözcüsü Malik Agar görevinden alınmış ve bölgede olağanüstü hal ilan edilmişti. 

Ülkede 2005 yılında Kapsamlı Barış Antlaşması ile 2. sivil savaş sona ermiş ve ülke içinde çatışmalar azalmıştı. 

[http://www.sudantribune.com/Sudan-claims-capture-of-rebel-held,42707] 

GÜNEY SUDAN 

Güney Sudan 9 Temmuz 2011 yılında Sudan’dan ayrıldıktan sonra Afrika kıtasının en genç ülkesi olmuştu. Bağımsızlık Ocak 2011 yılında yapılan referandum ile gerçekleşmiş, Güney Sudan halkının % 99 u ayrılma yönünde oy kullanmıştı. Yeni ülke Sudan’ın 25 eyaletinden 10 eyaletini kendi bünyesi kattı. Eyaletlerin bulunduğu bölgeler Bahr el Ghazal, Equatoria ve Yukarı Nil bölgelerinde yer almaktadır. Kuzey ve Güney sınırında yer alan birkaç tartışmalı bölge bulunmakta bunlardan en önemlisi Abyei kentidir. Yapılan referandumda bölgenin hangi tarafta yer alacağı konusunda çatışmalar olmuştu, her iki ülkede petrol rezervleri yüzünden kentin kendilerine ait olduğunu savunmakta. 

Güney Sudan ekonomisinin tamamı petrol gelirine dayanıyor. Ülkede tek parti bulunmakta, Kapsamlı Barış Antlaşması’ndan sonra ülke otonom yapıda kendi hükümetini kurdu. Ülkenin temel yönetim şekli demokrasi fakat ülkede tek parti, tek başkan, tek meclis ve tek bağımsız yargı organı bulunmakta. Güney Sudan politikasına gerçekte Sudan Halkı Liberal Hareketi (SPLM) etki ediyor, alınan tüm kararlar SPLM inisiyatifinde alınmakta. Güney Sudan’ın siyasi kanadı olan SPLM uzun yıllar Sudan ile sivil savaş zamanında çok kanlı çatışmalar yaşamıştı, çatışmalar günümüzde de devam etmektedir. SPLM‘nin lideri John Garang, 2005 yılında helikopter kazasında ölene kadar Güney Sudan’ın ilk başbakanlığı görevini icra ediyordu. Kazadan sonraSalva Kiir liderliği devam ettirdi ve 2010 seçimlerinde % 93 oyla başbakan seçildi. 

Parçalanmadan sonra Güney Sudan ülke yüzölçümünün üçte birlik kısmına sahip oldu, ekonomisi %98 petrol gelirine dayalı olan ülke günlük 500 bin varil üretme kapasitesine sahip fakat Güney Sudan’ın petrolü rafine edecek fazla tesisi bulunmamakta ve rafine ettiği petrolü uluslararası marketlere taşıyacak nakliye araçlarına sahip değil, bunun için Sudan ile işbirliği yapmak zorunda. 

İki ülke petrol paylaşımı konusunda mutabakata varmış durumda değil, sınırda sürekli çatışmalar devam ediyor. Güney Sudan başbakanı, tartışmalı bölgelerdeki ve kendi ülke içerisindeki petrol rezervlerinin %100 ü kendilerinin olduğunu söylüyor, Sudan ise Kuzey tarafta kalan petrol boruları ve Çin tarafından rafine edilen petrol için kendilerine ödeme yapılmasını istiyor, eğer istekleri karşılanmaz ise petrol boru hatlarını kapatmakla tehdit ediyor. Ocak 2012 yılında Güney Sudan petrol üretimini durdurdu, gerekçesi ise Sudan’ın kendi petrolünü çaldığı yönündeydi fakat Hartum bu ithamı sürekli reddetmiştir. 

Cuba’nın çoğu petrol kazancı ordu içi yenilenmeye harcanıyor, tahminlere göre 20 milyon Güney Sudan halkının kısmi olarak büyük bir bölümü ordu içinde yer alıyor. Birleşmiş Milletler Güney Sudanlı resmi yetkililere düzenli ordu kurmaları konusunda ısrar etti, çünkü ordusu olmayan Güney Sudan isyancı sivil halk ile direnmek zorunda. 

Sudan, Güney Sudan’ın bağımsızlığından sonra ülkede kendi konsolosluğuna açtı, ve ayrıca sırasıyla Mısır, Etiyopya ve Amerika Birleşik Devletleri kendi konsolosluklarını kurmuştur. Kenya ve Uganda komşuları olan Güney Sudan’ı tanıdı ve ayrıca Afrika Birliği’de bu yeni ülkeyi hemen tanıdı. 

Parçalanmadan önce Güney Sudan’ın birkaç ülkede temsilcileri bulunuyordu. Washington, Nairobi ve Addis Ababa, bunlardan bir kaçı ve bu ülkeler vizesiz Güney Sudan’a girme hakkına sahiptiler ve ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Kanada , Çin, Avusturalya, İngiltere ,Belçika ve Norveç ülkelerinde temsilcileri bulunmaktadır. 

Çin iki ülkede de en büyük petrol sahası işletmecisi konumunda.







SUDAN GÜNDEMİ SON ÜÇ AYIN ÖZETİ
Sabri KÖSTEK
08.06.2012


SUDAN’A GENEL BAKIŞ


Giriş 

Bu yazımızda sudan yönetimini incelemeye başladığımız dönemden bu güne kadar geçen zamanda sudan’da meydana gelen gelişmeleri kısa bir analiz edecek ve üzülerek de olsa bu ülke hakkında ki yazılarımıza son vermek zorunda kalacağız .Sudan’ı son dönemde dış ve iç gündemini meşgul eden tek bir gündem vardır bu da Güney Sudandır. İki ülke ile aralarında geçen sorunlar sudan dış ve iç politikasının atar damarını sayılmakta hatta kalbinde yer almaktadır.Biz makalemizde bu iki ülke arasında geçen bağımsızlık mücadelesine,petrol paylaşım sorununa , nüfus sorunlarına değinileceğiz. 


Sudan-Güney Sudan Ayrılık Süreci 


Kara Kıta’nın en büyük topraklarına sahip olan Sudan’da 22 yıl süren ve 2 milyondan fazla insanın hayatına malolan iç savaş, Güney’in bağımsızlığının oylanacağı bir referandumun yapılmasını içeren antlaşmanın 2005 yılının Ocak ayında imzalanmasıyla sona ermişti. Bu antlaşma, Güney Sudan’ın özerk bir yapıya kavuşmasını ve 2010’da yapılacak seçimlerle “çok partili demokratik yaşama” geçilmesini de kapsıyordu. Antlaşma Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir’in Milli Kongre Partisi ile Güney’deki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi (SHKH) arasında imzalanmıştı. SHKH’nin antlaşmayı imzalamasından sonra diğer gruplar da “kapsamlı barış süreci” olarak adlandırılan bu sürece uyacaklarını beyan etmişlerdi. İki devlet arasında kalan ve petrol bölgesi olan Abyei’nin statüsü ile Nil sularının Sudan payına düşen yüzde 18’lik[1] kısmının nasıl paylaşılacağı ise çözümsüz kalan sorunlar arasındaydı.[2]

Güney’e kendi kaderini tayin etme hakkını tanıyan referandumun yapılmasını içeren anlaşma, bölgeyle ticari ve siyasi ilişkileri olan emperyalist ülkelerin de onayından geçmişti. Emperyalistler ayrılmayı desteklerken, bölgedeki Arap ülkeleri ayrılıktan rahatsız durumdaydılar ve Güney’in ayrılmasını bir kayıp olarak görüyorlardı. Bunlar arasında Mısır ise, yeni devletin Nil sularının yeniden paylaşılmasını isteyen Afrika ülkeleri blokuna katılmasından da endişe duyuyordu. 

2005 yılında imzalanan anlaşma iç savaşı sona erdirmekle birlikte bölgenin durulması için yeterli olmamıştı. SHKH’nin o dönem başında olan John Garang Temmuzda Sudan başkan yardımcılığına getirilmiş, daha bunun üzerinden bir ay geçmeden Uganda’ya yaptığı bir ziyaret sırasında helikopterinin nedeni belirsiz bir şekilde düşmesiyle Garang hayatını kaybetmişti. Bundan sonra çatışmalar yeniden alevlenecekti. 

2010 Nisanında yapılan seçimlere kadar oldukça sancılı bir süreç geçirdi Sudanlılar. Darfur’da 6 yıl boyunca devam eden katliam ve tecavüz olayları nedeniyle bölgede gerilim yeniden artmıştı. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) El Beşir’i suçlu bulan kararından sonra, Beşir geri adım atarak diplomatik ataklara kalkmıştı. 

Ve nihayet, Güney’in kaderini belirleyecek olan referandum 10 temmuz da Sudan’ın tüm eyaletlerinde gerçekleştirildi. 10 eyaletten oluşan Güney’de halk, kendi kaderini tayin etme hakkını çok yüksek bir oranla ayrılıktan yana kullandı. Güney Sudan’dakilerin yüzde 99’u, Kuzey’dekilerin yüzde 58’i, iç savaş sırasında ülkelerini zorla terk etmek zorunda kalan diasporada ve Çad sınırındaki mülteci kamplarında yaşayan Sudanlıların ise yüzde 100’ü ayrılıktan yana oy verdi. Kullanılan geçerli oyların sayısı yaklaşık 2,5 milyon. Yeni devletin ilan edilmesi için Temmuz ayı beklenecek. 2005’ten bu yana Güney’in fiili başkenti olan Juda’nın statüsü böylece resmileşti.Fakat bu bağımsızlıktan sonra her şey güllük gülistanlık olmayacağını ve sıkıntıların devam edecegini iki tarafta biliyordu ki bu da böyle oldu. 



Sudan –Güney Sudan Petrol Paylaşım Sorunu 

Söz konusu sıkıntılar, yeni devlet kurma sevinci içinde kısa bir süreliğine unutuldu ve muhtemelen zengin petrol kaynakları büyük bir güvence olarak görüldü. Ancak ortadaki sorun büyük, zira Sudan petrolünün yarıdan fazlasının sağlandığı Higlig Bölgesi, ayrılma anlaşması sırasında Sudan’a ait toprak parçası olarak kabul edilmişti. Higlig, Güney Sudan’ın güney batısında ve Sudan ile sınır oluşturan bir bölge. Her iki devlet de bu bölgenin kendisine ait olduğunu iddia ediyor ve petrolün paylaşımı da tıpkı suların paylaşımı gibi savaş konusu haline gelmiş durumda. 

Güney Sudan, bölgenin kendisine ait olduğu iddiasını askeri olarak gösterdi ve Mart ayı sonunda birliklerini bölgeye soktu. Sudan ordusunun karşı müdahalesi ve uluslararası baskılar sonucunda Güney Sudan bölgeden çekildi ve konuyu ‘adil bölüşüm’ sorunu olarak siyasi platformlara getirme kararı aldı. Ancak, anlaşılan o ki El-Beşir Güney Sudan’ın taleplerini sadece bir sınır ve paylaşım sorunu olarak değerlendirmedi ve ülkeyi bütünüyle düşman ilan etti. Bunun sonucunda da kamuflaj giysilerini giyerek ordusunun başına geçti ve Güney Sudan’ı bombalamaya başladı.[3]

Sonuçta iki devlet savaşa girmiş durumda. Uluslararası baskılar bir tarafın Higlig’ten çıkmasını sağladı ama öbür tarafın hızını alamayıp ülkeyi bombalamasına engel olamadı.Gider bir sorun da bu petrollerin nakili konusunda yaşanmaktadır.Güney petrollerinin pazarlanması için petrol boru hatlarının kuzeyden geçirmesi gerekmektedir ki bu da iki ülke arasında ve sorunlara neden olabilmektedir.[4]

Vatandaşlık Sorunu 

Sudan yeni çıkarttığı kanuna göre artık Güney sudan’ın vatandaş olarak kabul ettiği kişileri vatandaşlıktan çıkaracak ve bu da artık iki ülke arasında çift vatandaşlık sorununu oluşturacaktır. Bu durum iki ülke arasında geçmiş bağları bulunan çiftleri de oldukça etkilemektedir. Çiftlerden biri bir ülkenin vatandaşı digeri başka ülkenin vatandaşı durumunda bulunmakta iken sudan yönetiminin aldığı kararla birlikte bu iki ülke ile de bagları bulunan kişiler derinden etkilenecege benzemektedir.[5]Bunun yanında yabancılar sudan’da mülk sahibide olanıyor bu durum da zengin güney sudanlılar için sorunlar teşkil eder durumdadır. Bu vatandaşlık sorunu şu anda bize şu sonucu göstermektedir ki artık ya kuzeyli ya güneyli olacaksınız demektir bu da NE GÜNEYLİ NE KUZEYLİ sorununu beraberinde getirmektedir. 

Sonuç 

Bu iki ülke arasındaki bu sorunların temelinde bu iki ülkenin petroller konusunda paylaşım sıkıntıları yatmakta ve bu paylaşım sorunu da müzakereler yolu ile çözülmeye çalışılsa da başarılı olunamaktadır ve bu müzakere süreçlerinle bir sonuca varılamayınca da silahlı yollara başvurulmakta ve bunun en büyük ceremesini halklar çekmek zorunda kalmaktadır.Bu iki ülke arasında yaşanan son gelişmeler de bunu doğrular niteliktedir en son BM’in arabulucuğu ile çözüm çalışmalarına sudan’ın rest çekmesi ve saldırılara ve Güneyi bombalamaya başlaması ile bu müzakereler de baltalanmış durumdadır ve bu iki ülke arasındaki petrol paylaşımı büyük güçlerin de bir petrol savaşıdır aslında bu iki genç ülkede bu büyük güçlerin özellikle Çin ve Amerika’nın petrol savaşı bitmedikçe bu iki ülke arasındaki savaş da bitecek gibi görünmemekte ve gündemi başka bir konu doldurabilecek gibi görünmemektedir.

[1] 1929’da, İngiliz egemenliği altında yapılan “Nil Sularının Paylaşımı Antlaşması”, 1959’da Mısır’la Sudan arasında yenilendi. Buna göre nehir sularının yüzde 72’sini Mısır, yüzde 17’ini Sudan, geri kalan yüzde 10’luk kısmını ise nehrin geçtiği diğer ülkeler (Kenya, Uganda, Tanzanya, Brundi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Ruanda, Eritre, Etiyopya) kullanıyor. Nil sularının adil bir şekilde yeniden paylaşılmasını isteyen ülkeler kendi aralarında “Daimi Nil Komisyonu” oluşturmuş bulunuyorlar.
[2]Berdan Güney, Güney Sudan’da Bağımsızlık Referandumu, http://www.marksisttutum.org/guney_sudan_da_bagimsizlik_referandumu.htm,(04.06.2012)
[3]Beril Dedeoğlu,Kızıldeniz’den Sarı Denize http://www.stargazete.com/yazar/beril-dedeoglu/dunya/kizildenizden-sari-denize/yazi-560072 (04.06.2012)
[4] Leyla Demirtaş , Sudan’da Neler Oluyor? http://ortadogugundem.blogspot.com/p/sudan.html(04.06.2012)
[5] Güney Sudan’lıların Zor Seçimi ,http://www.hazer.tv/ulkeler/sudan.html (04.06.2012)


KAYNAKÇA 
1 Berdan Güney, Güney Sudan’da Bağımsızlık Referandumu, http://www.marksisttutum.org/guney_sudan_da_bagimsizlik_referandumu.htm,(04.06.2012)
2 Beril Dedeoğlu,Kızıldeniz’den Sarı Denize http://www.stargazete.com/yazar/beril-dedeoglu/dunya/kizildenizden-sari-denize/yazi-560072 (04.06.2012)
3 Leyla Demirtaş , Sudan’da Neler Oluyor? http://ortadogugundem.blogspot.com/p/sudan.html(04.06.2012)
4 Güney Sudan’lıların Zor Seçimi ,http://www.hazer.tv/ulkeler/sudan.html (04.06.2012) 






SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
14.05.2012



SUDAN VE GÜNEY SUDAN İÇİN BARIŞ UMUTLARI TÜKENMEK ÜZERE

Sudan Başbakanı Ömer Hasan El Beşir partisinin grup toplantısında, muhalefet partisinin Güney Sudanlı isyancı liderleri ile masaya oturması gerektiği teklifini eleştirdi. Beşir, ülkede isyancı liderler ile görüşmeler yapan hainlerin olduğunu söyledi. Ulusal Umut Partisi (NUP), Sudan Komünist Partisi (SCP), Halk Kongre Partisi (PCP) ve Demokratik Birlik Partisi (DUP) temsilcileri geçen hafta Londra'da Sudan Halk Liberal Hareketi Kuzey (SPLM-N) ile Malik Agar* başkanlığını üstlendiği bir toplantı yaptı.
[*Malik AGAR: Sudanlı politikacı, 1990 yılında güneydeki Sudan ve Etiyopya sınırındaki Mavi Nil ve Geyşan'da Sudan Halkı Liberal Hareketi askeri oluşumun komutanlığını yaptı. Nisan 2010 yılında Sudan Cumhuriyeti adına Mavi Nil eyaletinin valiliğine seçildi. Şubat 2011 yılında ayrıca Sudan Halkı Liberal Hareketi Kuzey Kanadının sözcüsü oldu. 2011 yılının temmuz ayında Sudan Cumhuriyeti, Sudan ve Güney Sudan olarak bölününce Sudan Halkı Liberal Hareketi Kuzey ve Güney oluşumu Güney Sudan'ın siyasi partisi oldu. Aynı yılın 2 Eylül’ünde Başbakan Ömer Hasan El Beşir tarafından Mavi Nil valisi görevinden alındı. Malik daha sonra eyaletin güney tarafına kaçtı.[1]
Katılımcılar, Sudan ve Güney Sudan sınırlarının çizilmesi için karşılıklı savaşın durması gerektiğini ve iki ülke arasındaki diyalogların artması gerektiğin açıkladı. Toplantının bir sonraki konusu Güney Sudan Ordusu SPLA 'nın Güney Kordofan eyaletindeki Heglig kasabasına yaptığı işgal tartışıldı. Başkent Cuba, Heglig'in Güney tarafına ait olduğunu iddia ediyor. Sudan Ordusu (SAF) Heglig'in kontrolünü geri aldı fakat SPLA kendi istekleriyle geri çekildikleri konusunda ısrarlı. Sudanlı Başbakan Sözcüsü Nafie Ali Nafie, muhalefet partilerinin Cuba'yı ve SPLM Kuzey'i desteklemelerinin nedeni rejimi değiştirmek istediklerinden kaynaklandığını açıkladı, Heglig'e olan saldırının da bir başlangıç olduğunu vurguladı. Muhalefet partilerinin Heglig'e yapılan işgali meşru göstermeye çalıştıklarının açıkladı ve ekledi: ''Bu koşullarda kim Sudan Ordusu (SAF) yanında yer almaz ise bizden değildir, vatanseverlik ve yiğitlik, artık muhalefet partilerinde bulunmayan bir erdemdir.'' dedi. Londra buluşması Başkent Hartum'a, Heglig saldırılarını halkı Güney Sudan'a karşı ırkçı slogan olarak empoze etmesinin bir fayda sağlamayacağı iletti. Fakat Nafie muhalefet partilerinin Londra’daki toplantılarının hiç bir anlamı olmadığını, muhalefetin Malik Agar ve SPLM-Kuzey ile çalışmasının kendileri için hiçbir şey ifade etmediğini çünkü Sudan Halkı, dışlanmış bu kişi ve oluşumları birer hain olarak görüyor, dedi. Çatışmalar Sudan Ordusu ve SPLM-Kuzey ile Güney Kordofan ve Mavi Nil eyaletlerinde her geçen gün şiddetini arttırıyor[2]


Afrika Birliği, savaş şiddeti her geçen gün artan Güney Kordofan Eyaletindeki Abyei kentinde bulunan Sudan askerlerinin geri çekilmesi için Hartum'a baskı yapıyor. Güney Sudan hükümeti Birleşmiş Milletlerin isteği üzerine 700 Güney Sudan Polis Servisi (SSPS) polislerini planlı bir şekilde geri çekeceğini açıkladı. Birleşmiş Milletler Güney Sudan'ın Abyei kentini yavaş yavaş boşalttığını doğruladı. Fakat bölgede hala çok sayıda Sudan Ordusu askerleri bulunmakta, Afrika Birliği Sudan Ordusunun da aynı şekilde Abyei kentini terk etmesi gerektiğini söyledi[3].



Afrika Birliği Güney Sudan'ın bölgeden polis gücünü çekmesinden çok memnun, bu adımın Hartum ve Cuba arasında uzlaşmanın olacağı ve bunun barışa dönüşeceği görüşünde. Geçen yılın mayıs ayından beri devam eden savaş Afrika Birliğine göre nihayet azalmış durumda ve Sudan'ın bu durumu iyi değerlendirmesi gerektiğini görüşünde. Güney Sudan cuma günü komşusu Sudan'ı askerlerini Abyei kentinden çekmediği için suçladı, uluslararası komiteye Sudan Başbakanı Ömer Hasan El Beşir'e Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği öncülüğünde baskı yapması gerektiğini açıkladı. Durumla ilgili Sudan'ın henüz bir açıklaması bulunmamaktadır[4].


Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Afrika Briliği ve komşu ülkelerin barış çağrılarına rağmen, Güney Sudan geçen hafta Sudan’ın ülkelerini bombalamaya devam ettiklerini açıkladı. Güney Sudan Genel Kurmay Başkanlığı Birleşmiş Milletlerin ateşkes antlaşmasına rağmen Sudan'ın sınırı bombalaya devam ettiğini ve ateşkesi ihlal ettiğini bildirdi. Güney Sudan Askeri sözcüsü Kella Dual Kueth Sudan'ın pazartesi, salı ve perşembe günü Yukarı Nil eyaletine bağlı Unity ve Kuzey Bahr el-Ghazal kentlerine saldırılar gerçekleştirdiğini söyledi. Bunun direkt olarak ateşkes ihlali olduğunu açıkladı ve ekledi: ''Eğer biz uzlaşma ve barış içersindeysek ateşkesi ihlal edip bize saldırılar düzenlemek, Güney Sudan'ı sırtından bıçaklamak demektir.'' dedi. Hartum ısrarla Güney Sudan Bölgesine saldırıların olmadığını söylüyor, sadece güney komşusunun kışkırtmalarına karşılık verdiklerini açıkladı[5]

[1] [http://en.wikipedia.org] 
[2] [http://www.sudantribune.com] 
[3] [http://www.sudan.net]
[4] [www.allafrica.com] 
[5] [http://www.aljazeera.com]




SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
14.05.2012




Sudan’dan BM Güvenlik Konseyine Rest

BM Güvenlik Konseyi 2 Mayıs'ta Sudan ile Güney Sudan'ın aralarındaki çatışmaları durdurmamaları halinde iki ülkeye yaptırım uygulayabileceğine dair bir karar tasarısını kabul etmişti.15 üyeli BM Güvenlik Konseyi'nin oy birliğiyle kabul ettiği kararda, taraflardan derhal tüm şiddete son vermesi, çatışmaları ve hava bombardımanlarını 48 saat içinde durdurması, iki ülke arasındaki sınırı ihlal eden tüm askeri güçlerin koşulsuz olarak geri çekilmesi ve bunları yaptıklarını BM'ye ve Afrika Birliği'ne bildirmesi istenmişti.
Kararda ayrıca iki ülkenin 16 Mayıs'a kadar Afrika Birliği'nin himayesinde müzakerelere başlaması ve 3 ay içinde de müzakereleri petrol, sınırların belirlenmesi ve kime ait olduğu konusunda uzlaşılamayan tartışmalı alanlar gibi kritik konuları sonuçlandırması talep edilmişti. Fakat Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, Güney Sudan'la güvenlik sorunları çözülmeden petrol, ticaret ve vatandaşlık gibi konularda görüşmeyeceğini söyledi. El Beşir, BM ve Afrika Birliği'nin istediklerini Sudan'a dayatamayacaklarını da belirtti.
BM Güvenlik Konseyi'nin yaptırım kararına sert çıkan Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, "İstediklerimizi uygulayacağız, istemediklerimizi uygulamayacağız. Ne BM Güvenlik Konseyi ne de Afrika Birliği bize dayatmada bulunamaz" dedi.Bununla birlikte bu günlerde Güney Sudan, bağımsızlığını kazanmasının ardından kuzeyde kalan yaklaşık 15 bin vatantaşının tahliyesine başladı. Güney'in başkenti Juba'ya uçacak ilk gruptaki yaklaşık 400 güneylinin otobüslerle Hartum'a taşındığı bildirildi.Aylardır kuzeyde sıkışmış olan güneylilerin havayoluyla taşınmaları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay'ın Sudan'ın güneyi bombalamasını kınamasının ardından başladı.Güney Sudanlı grupların Hartum'a 300 km mesafedeki Beyaz Nil Eyaleti'nde bulunan Kosti bölgesinden taşınıyor. Uluslararası Göç Organizasyonu (IOM) Başkanı Jill Helke, AFP'ye yaptığı açıklamada, mülteci durumuna düşen güneylilerin yeni ülkelerine uçmadan önce hükümetin transit merkezine getirildiğini belirtti.IOM, yaklaşık 15 bin güneylinin sınır çatışmaları sebebiyle nehir taşımacılığının durmasının ardından yaklaşık 1 yıldır Kosti'de mahsur kaldıkları belirtti.Sudan'ın bölünmesinin ardından yüz binlerce güneyli kuzeyi terk etse de yaklaşık 350 bini halen kuzeyde yaşıyor. Bölünmenin ardından Kuzey'de kalan güneyliler, vatandaşlık haklarını kaybetti. 

Kaynakça; sudan.net / sudantribune.com



SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
07.05.2012




GÜNEY KORDOFAN: İÇ SAVAŞIN KANLI YÜZÜ

Afrika’nın en büyük ülkesi yarım asırdır ideoloji, politika, kaynaklar, toprak ve petrol için birbiri ile savaşıyor. Savaşın yoğun olduğu 1983 ile 2005 yılları arasında iki milyon insan öldü ve dört milyon insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Güney Sudan'ın 2011 yılının temmuz ayında bağımsızlığını ilan etmesi ile bölgede barış ve istikrarın oluşacağı düşünülüyordu, fakat Güney Kordofan'da çatışma, insanlık dramı ve zorunlu göç ürkütücü bir şekilde devam ediyor. Sudan hala batıdaki Darfur şehrinde devam eden insanlık krizinde karasız çünkü iki ülkede bölgedeki petrol rezervlerinden dolayı savaş halindeler. Güney Kordofan coğrafik olarak Sudan'ın merkezinde fakat Güney Sudan bağımsızlığını kazandıktan sonra bölge, Güney Sudan'ın tam sınırında yer aldı dolayısıyla çatışmanın merkezini oluşturdu bundan dolayı sınırlar tam anlamıyla çizilemiyor. Güney Kordofan'ın merkezinde Nuba dağları, 1000 yıldır 50 kadar Afrika kabilesine ev sahipliği yapıyor. Sivil savaş zamanında Kuzeyle Güney arasında çok ağır çatışmalar olmuştu. Kapsamlı barış antlaşmasından (CPA) sonra sivil savaş sona erdi fakat bu statü bölgedeki kıvılcımı söndürmeye yetmedi. Öyle ki Sudan, Nuba dağlarını sürekli bombalıyor, gerekçesi ise bölgedeki silahlı isyancılar. Nuba Dağı mağaralarında yaşayan isyancılar, Sudan'ın yaptıklarını soykırım olarak niteliyor ve her zaman için bölge halkını koruyacaklarını söylüyor. Bölgedeki çatışma, Kabilelerin hareket etmesini kısıtlıyor. Halk açlık ve hastalıkla karşı karşıya, bölgeye yapılacak olan tıbbı ve insani yardımların hepsi kısıtlanmış durumda, öyle ki Birleşmiş Milletler bile bölgeye yardım götüremiyor ve oluşan insanlık dramı için uyarıyor. '' Nuba dağlarındaki sivil savaşın durumu ne olacak, kriz Sudan için nasıl bir önem taşıyor ve neden Dünya bu insanlık dramına dikkatini vermiyor?'' Birleşmiş Milletlerin dikkatini çektiği bu sorunlar hala belirsizliğini koruyor[1].
Bölge halkının dramı insanlık suçu boyutlarına ulaştığı söyleniyor, Human Rights Watch'ın haberine göre geçen perşembe yapılan bombardımanda Nuba Dağlarının ayrıt edilmeksizin vurulduğunu söylüyor. Hemen hemen her gün yapılan bombardımanda su ve tahıl kaynaklarının tahrip edildiği ve keyfi tutuklamaların olduğu belirtiliyor. Güney Kordofan'ı çatışma bölgesi haline çeviren hiç kuşkusuz çok olan petrol yatakları. İki ülkenin de gelir kaynağı petrol, bu da Sudan ordusu ile Sudan Halk Kurtuluş Ordusunu (SPLA) karşı karşıya getiriyor. Farklı isyancı gruplar, 
SPLA ve SPLM Kuzey ve Doğu orduları; çatışmaların yoğun olduğu Darfur, Güney Kordofan ve Mavi Nil eyaletlerinde güçlü bir ittifak oluşturmuş durumda. Sudan Darfur'da Doha barış antlaşmasını sürdürüyor fakat çoğu isyancı grup mevcut antlaşmayı kabul etmiyor böylece savaş üç eyalette de devam ediyor[2]

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ivedi olarak savaşı durdurmalarını ve tekrar karşılıklı olarak barış için Afrika Birliği ile masaya oturmaları gerektiğini, budan sonraki uyarıların daha da sert olacağını söylüyor. Savaş tehditleri yüzünden iki ülkeye de yaptırımların uygulanacağını bildirdi. Eğer savaş hali devam ederse Sudanın en büyük petrol alıcısı Çin'inde duruma el koyacağını bildirdi. Uganda hükümeti bölgedeki bombalamaların devamı halinde, tekrar Güney Sudan saflarında yer alacağını ve gerekirse Sudan uçaklarını düşüreceğini söylüyor.[3] Sudan Dışişleri Bakanı güvenlik tehdidi ortadan kalmadıkça Güney Sudan ile masaya oturmayacaklarını söylüyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin perşembe günü yaptığı basın açıklamasında iki ülkenin de Afrika birliğinin belirlemiş olduğu barış şartlarını devam ettirmesi gerektiğini söyledi, buna göre genel sorun olan petrol, sınırlar, insan hakları ihlali ve Güney Kordofan eyaleti Abyei kentindeki sorunların çözümü için çaba sarf etmeleri gerektiğini söyledi. Güney Sudan antlaşma şartlarına uymak için istekli fakat Sudan hükümeti Güney Sudan'ın sınır çatışmalarına son vermeden masaya oturmayacağı söylüyor. Abyei kentinin durumu için de; ordu sınırdan asla çekilmeyecek. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin belirttiği şekilde Sudan ordusunun çekilmesi tartışma konusu bile olamayacağını belirtti. Geri çekilme ülkeyi tehlikeye düşüreceğini söyledi çünkü olası asker yetersizliğinde petrol rafinelerinin vurulacağını düşünüyor örnek olarak Heglig'deki çatışmaları gösterdi. Bölgedeki çatışmalar neredeyse bütün petrol rafinelerinin durmasına yol açıyor, bu da Sudan ve Güney Sudan ekonomisine zarar veriyor[4]

Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği, Komşu ülkeler ve hatta Çin'in bile bölgedeki çatışmaları durduramayacağı kararı kesinlik kazanmak üzere. Sudan Başbakanı Ömer El Beşir güneyli meslektaşı ile yapılacak hiçbir antlaşmayı kabul etmiyor, Güneyin onları oyaladığını ve Güney Sudan'ın yapacağı bütün antlaşmaların silah ve mermi ile olduğunu savunuyor. Güney Sudanlı başbakan Salwa Kiir çatışma halini ve savaşı Çin ile görüşmüştü, fakat Çin taraf olamayacağını söylüyor, antlaşmak için gayret etmeleri gerektiğini belirtiyor. Barak Obama ise iki ülke başbakanlarının da müzakere etme cesaretlerini kendilerinde bulmaları gerektiğini söyledi, çünkü ülke halkı barışı hak ediyor dedi. Sudan ve Güney Sudan çözülemeyen petrol gelirleri paylaşımı ve çizilemeyen ülke sınırları yüzünden savaşa doğru gidiyor, Güney Kordofan ve Mavi Nil eyaletindeki sivil halk korkunç insan hakları ihlaline maruz kalıyor. Bölge halkı ayırt edilmeden yapılan uçak ve havan topu bombardımanlarına direnmeye devam ediyor.

[1] www.aljazeera.com
[2] www.sudan.net
[3] allafrica.com
[4] www.sudantribune.com








SUDAN GÜNDEMİ
Leyla DEMİRTAŞ
30.04.2012


SUDAN’DA NELER OLUYOR?

Sudan, Güney Sudan’ın bağımsızlığını ilan etmeden önce devlet yapısı olarak zayıf bir devlet statüsünde yer almaktaydı, özellikle 11 Eylül terör saldırıları sonrasında ABD açısından bu zayıf devletler büyük bir tehdit oluşturmaktaydı. Devlet terörizm, insan hakları ihlalleri, uyuşturucu, gelir dağılımı eşitsizliği, demokrasi yoksunluğu gibi ABD’nin çizmiş olduğu ideal norm ve standartlara uyum göstermemekteydi. Devlet içersindeki etnik sorunların da varlığı devleti bölünmeye götürdü. Fukuyama’nın Devlet İnşası kitabında belirttiği gibi bu tarz zayıf ve yeniden inşa edilmesi zayıf devletler olarak adlandırılmış çözüm olarak ise bu tarz küçük devletlerin parçala bölünüp yeniden inşa sürecine başlanması gerektiği öne sürülüyordu. Buradan da anlaşılacağı üzere Sudan gibi zayıf bir devletin parçalanıp ayrı devletler olarak yeniden güçlendirilmesi hegomanik devletler açısından daha yerinde görülmüş ve bir bakıma bu parçalanma süreci bu devletlerce desteklenmiş ya da bu sürece müdahalede bulunulmamıştır. 

Tüm bunların neticesinde geçen yıl refandumla Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılan Sudan’da sular durulmayacağa benziyor. İki devlet arasında devam eden sınır çatışmaları iki ülkeyi de topyekun savaşa sürükleyecek gibi. Özellikle her iki tarafın üst düzey yetkililerince verilen sert demeçler ve iletişimsizlik bu olayları daha da kızıştıracağa benziyor. En son Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Güney Sudan'ı, "ezilmesi gereken bir böcek" olarak niteledi. Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in, "Ya biz Güney Sudan'ın başkenti Juba'ya gidip her şeyi alırız, ya da onlar Hartum'a gelip her şeyi alır" sözleri savaş kaygılarını arttırdı.
Peki her iki devleti de bu aşamaya getiren durum ne? Genel olarak baktığımızda bunda jeopolitik ve etnik faktörler belirgin rol oynuyor. Güney Sudan’ın yer altı zenginliği bakımdan zenginliği ve ardından gelen Güney Sudan’ın sınırındaki Heglik petrol sahalarında yaşanan iki ülke arasındaki çatışmalar bunun en somut göstergesi. Her iki devletin sınır bölgelerindeki petrol sahlarının mülkiyeti durumu, Kuzey ve Güney Sudan arasında kanlı savaşların habercisi gibi. 


Kuzey-Güney Sudan ayrılığı sırasında petrol sahalarının çoğu Güney Sudan'da kalmasına rağmen, Güney Sudan’ın petrolü ihraç etmek için petrol borularını Kuzey Sudan'ın topraklarından geçirmeleri gerekiyor. Geçtiğimiz Ocak ayında ekonomisi büyük ağırlıkla petrol gelirlerine dayalı olan Güney Sudan, Sudan'ın petrolün topraklarından geçişi için istediği komisyonu çok yüksek bularak bütün petrol sahalarını kapattığını açıklamıştı. Jeopolitik temelli bu çatışmaların karşılıklı diplomasi ve müzakereler çerçevesinde çözülmediği takdirde yukarda sunulan çatışma endişesi savlarını destekler nitelikte. Her iki devlet açısından da önemli bir geçim kaynağına sahip olan petrol faktörü ve bu petrollerin uluslararası platforma taşınması olayı sadece bu iki devlet açısından değil diğer bölgesel devletler ve hegomanik devletlerce de önem taşımakta. 

Bu bakımdan; ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton gazetecilere yaptığı açıklamada, Sudan ordusuna ait uçakların Güney Sudan'ı bombalamasının bölgenin güvenliği açısında kabul edilemez ve kışkırtıcı olduğunu belirterek, iki ülkeye barış görüşmelerine mümkün olan en kısa sürede yeniden başlaması çağrısında bulundu. 

Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Komisyonu Üyesi Ramtane Lamamra ise, taraflara Afrika Birliği'nin himayesinde iki haftaya kadar müzakerelere yeniden başlama çağrısında bulundu. Sudan’ın temmuzda bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana askıda kalan, petrol gelirlerinin paylaşımı, sınırların çizilmesi, Abyei bölgesinin statüsü gibi sorunlarla ilgili görüşmelerin 3 aya kadar tamamlanmasını istedi. Ancak taraflar hem Clinton’ın s hem de Afrika Birliği kararları çerçevesinde hareket etmesi her ülkenin de yararına görünmesine rağmen, şu anki atmosferde ve Petrolun ekonomi politik açısından değerinin de devletler açısında önemli bir güç birimi olarak görülmesi bu durum çok mümkün kılmamaktadır.

İlgili sorunlar taraflarca müzakereler ve karşılıklı diyalog yoluyla çözülesi bölgenin durumu açısından önem taşımaktadır. Özellikle uluslararası toplumun konuya ilgisiz kalması ve tarafların Abiyei bölgesinin statüsü sorununu ve petrol gelirlerinin paylaşım sorununu çözememesi durumunda iki devlet arasında kanlı bir savaşın habercisi. Bu bakımdan uluslararası toplum ve aktörlerin iki devlet arasındaki çatışmaları dikkatlice takip etmesi ve çözüme ulaştıracak girişimlerde bulunması bölgesel istikrar açısından önemli gibi görünüyor.



YARARLANILAN KAYNAKLAR
FUKUYAMA, Francis, “Devlet İNŞASI”, 4.Baskı, Remzi Kitapevi, (Erişim Tarihi: 20.11.2011).
AYHAN, Veysel, “ Ortadoğu ve Petrol” 2.Baskı, Dora Basım Yayın, (Erişim Tarihi: 01.13.2011)
http://www.gercekgundem.com/?p=454008, (Erişim Tarihi: 23.04.2012)
http://www.milligazete.com.tr/haber/sudan-ordusu-ve-guney-sudanli-isyancilar-arasinda-catisma-150-olu-231386.htm, (Erişim Tarihi: 23.04.2012
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1085421&CategoryID=81, (Erişim Tarihi: 25.04.2012)
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2012/04/120411_sudan_update.shtml, (Erişim Tarihi :24.04.2012
http://www.gercekgundem.com/?p=454005, (Erişim Tarihi: 23.04.2012)
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1243634, (Erişim Tarihi: 26.04.2012)
http://www.usakgundem.com/haber/72426/-quot-sudan-bize-sava%C5%9F-%C4%B0lan-etti-quot-.html, (Erişim Tarihi: 29.04.2012)
http://www.usakgundem.com/haber/72317/sudan-b%C3%B6l%C3%BCnmenin-ard%C4%B1ndan-sava%C5%9Fa-m%C4%B1-gidiyor.html, (Erişim Tarihi: 29.04.2012)


SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
30.04.2012



SUDAN'DAKİ FELAKETE UYANIN

Uluslararası toplum tehlikeye bir an önce uyanmazsa, yan yana uyum içinde yaşayan iki Sudan düşü, bir nesil için daha kaybedilmiş olacak. 

Sudan yanıyor, dünya esniyor. Kuzey-Güney sınırı boyunca çatışmalar çoğalıyor, topyekûn savaş alametleri veriyor; BM ise muğlak biçimde yeni yaptırımlardan söz ediyor. Hartum'un meclisi, yeni bağımsız Güneysudan'ı 'düşman' ilan ediyor, petrol kuyuları yanıyor, siviller bombalanıyor, insani felakete koşuluyor; Afrika Birliği'nin terk edilmiş arabulucusu Thebo Mbeki ise yapabileceği pek bir şey olmadığını ima ediyor. Anlaşılan, küresel iş düzeninde sudan'a biçilen değer yüksek değil. 

Anlaşmada açık bulununca ABD, Britanya ve diğer garantörlerin 22 yıllık içsavaşı sona erdiren 2005 tarihli Kapsamlı Barış Anlaşması'na (KBA) varılması için harcadığı muazzam çaba düşünüldüğünde bu tuhaf bir durum. O zaman kuvvetle alkışlanan anlaşma, doğrudan Kuzey ile Güney'in geçen yıl resmen ayrılmasına yol açtı. Ama özellikle sınırların belirlenmesi ve petrol paylaşımıyla ilgili havada bırakılan tarafların anlaşmanın kendi sonunu hazırladı. Her iki ülke de barışa bağlı olduklarını söylüyor. Her ikisinin de yeni bir savaşı kaldıracak hali yok. Ama Mbeki'nin deyimiyle,her ikisi de 'savaş mantığına' hapsolmuş durumda.Geçen hafta Güney sudan güçlerinin, sudan'a bağlı Güney Kordofan eyaletinin petrol zengini Hiclic bölgesini provokatif biçimde işgal etmesinin ardından, alarm vermekten yana sıkıntı çekilmiyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, savaş halinin derhal sona ermesi çağrısında bulundu. Mısır'ın, iki tarafı bir araya getirme çabaları boşa çıktı. Bu ay Güney sudan Devlet Başkanı Salva Kiir'i ağırlamaya hazırlanan Çin, askıya alınan petrol üretiminin yeniden başlamasını istiyor. İyi adam rolü oynarken, aslında İsrail'in Güney sudan hükümetine verdiği desteği kolaçan eden İran bile sükûnet çağrısı yaptı.
Fakat Hartum'daki zıt mevkidaşı Ömer Beşir gibi inatçı olan Kiir, son dönemde verilen dostluk sözlerini bir kenara itip, sırtını on yıllardır süren karşılıklı güvensizliğe, kötü niyete, kan dökücü zihniyete yaslıyor. Geçen hafta Kiir, böbürlenir biçimde, "O kadar çok telefon geliyor ki, uyuyamıyorum" diye şikâyet etti. Kiir, "Beni arayanların başını BM Genel Sekreteri çekiyor. Bana 'Derhal Hiclic'den çekilmeni emrediyorum' diye emir verdi, 'Ben senin komutan altında değilim' karşılığını verdim" sözlerini sarf etti.
Beşir, kendi payına, Mısır Dışişleri Bakanı'na, Güney güçleri (sudan petrolünün yarısını üreten) Hiclic'den çekilmeden barış görüşmelerine başlamayacağını söyledi. sudan resmi haber ajansına göre Beşir, sudan'ın, Hiclic'in işgaline 'güvenlik, egemenlik ve istikrarını garanti eden her şekilde' karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu belirtti. Bu, büyük bir karşı saldırı hazırlığının işareti. Ve en azından bir kez olsun Beşir, Batı'nın biraz sempatisini değilse de anlayışını kazandı. 

Garantörler şimdi nerede? sudanlı diplomat Halid Mübarek'in belirttiği gibi, Afrika Birliği, AB, ABD, Rusya, BM, hepsi de diğer sınır anlaşmazlıklarında doğru-yanlış ne olursa olsun, Hiclic tacizinin uluslararası hukuka göre yasadışı olduğunda hemfikir. Halid Mübarek, sudan Vision gazetesindeki makalesinde, "Hepsi, uluslararası bağlayıcılığı olan hakemlik kararıyla sudan toprağı kabul edilen bölgeye saldırıyı kınadı" diye yazdı. Ve ekledi: "Bu, bize barış anlaşmasının tam uygulanmasını sağlamak için imza atan garantörlerin rolünü hatırlatıyor. Onlar nerede?"Yavaş gelen ilk tepkinin ardından, Hartum'da öfke birikiyor. Beşir'e yakın iktidar partisi mensupları, Kiir'in kendini kötü duruma düşürdüğüne inanıyor ve aptalca bir haddini bilmezlik gibi gözüken halini kendi çıkarları için kullanmaya alenen can atıyor. Bunu, geçen yıl ülkenin ikiye bölünmesi ve petrole bağlı ekonominin üzücü biçimde küçülmesinin getirdiği aşağılanmanın intikamını almak için bir fırsat olarak görüyorlar.Ve bu kriz, Beşir'in güçten düşen liderliğine yeniden desteği arttırıyor. Bu hafta sudan Devlet Başkan Yardımcısı Ali Osman Muhammed Taha, Güney'in 'saldırganlığını' geri püskürtmek için 'ülke çapında genel seferberlik' çağrısı yaptı. Sadık el Mehdi'nin Umma Partisi'nden İslamcılar bile destek vereceklerini belirtti.İş o noktaya gelirse, Hartum'un tepkisi, Hiclic'deki güney güçlerine doğrudan saldırının ötesine geçebilir. Hiclic'in 1,600 km batısından, BM'nin son 10 yıldır kabilelerarası ve etnik şiddeti yatıştırmak için uğraştığı Güney Darfur'dan çatışma haberleri geldi. Kiir, Hiclic'den çekilmek için tartışmalı bölge Abyei'nin güneye devredilmesini şart koşarken, Beşir, Abyei'deki kontrolünü güçlendirmek için harekete geçebilir. Bu hafta BM, Kuzeyli milislerin Abyei'ye yeniden yığıldığına dair uyarıda bulundu.
Salı günü de başka bir yerde, Güney Kordofan'la Bahr el Gazal sınırında açılan ateşte, 22 askerin öldüğü söyleniyor. Tüm bunlara Güney Kordofan'la batıdaki Mavi Nil eyaletlerinde Güney'in desteğiyle süregiden isyanları, Adalet ve Eşitlik Hareketi'nin Darfurlu isyancılarıyla sudan Halk Kurtuluş Hareketi ve Kuzey arasındaki yeni ittifakı ekleyin; Kuzey-Güney sınırının alevler içinde kaldığı ya da her an tutuşabileceği bir manzara ortaya çıkıyor. Son sudan savaşı yaklaşık 2 milyon can aldı. Gerçekleşmesine izin verilirse, bir sonrakinin yanında Suriye çok mütevazı kalır. Uluslararası toplum tehlikeye uyanmazsa, yan yana uyum içinde yaşayan iki sudan düşü, bir nesil için daha kaybedilmiş olacak. 

Kaynak : The guardian






SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
30.04.2012



SUDAN VE GÜNEY SUDAN İLİŞKİSİ SAVAŞA MI GİDİYOR?

S
ınırda şiddet tırmanıyor, iki bölge arasında ilişkiler temmuz ayında Güney Sudan’ın bağımsızlığından
sonra hiç bu kadar gerilmemişti. Geçtiğimiz haftalarda sınırdaki petrol bölgesi Heglig bir kaç dizi
saldırıya uğramıştı, Güney Sudan’ın kışkırtması ile bölgede sıçak tartışmalar çıkmıştı ve bu karşılıklı
kapışmaya Sudan çok sert bir şekilde karşılık vermişi.

Geçen hafta pazartesi Güney Sudan Ordusu sınırdaki Heglig Kasabasına komşu, Teşvin Kasabasının bombalanmasında Sudan Ordusunu
suçladı fakat Sudan saldırının önce Güney Sudan’dan geldiğini iddia etti. Karşılıklı sınır saldırıları
bölgeyi savaş alanına çeviriyor.

Ayrıca Güney Sudan Başkenti Cuba'da, Sudan Başbakanı Ömer El Beşir ve Güney Sudan Başbakanı Salva Kiir ile
yapılacak olan barşı görüşmeleri Ömer El Beşir'e yapılacak olan suikast şüphesiyle umutlarını yitirmişti.

Temmuz 2011 yılında Güney Sudan bağımsızlığını ilan etmişti fakat iki ülke arasında hala çözülemeyen bir kaç sorun bulunmakta çünkü parçalanmadan sonraki iki bölge arasındaki sınırlar tamamen çizilememiş durumda ve ayrıca durumu belirsiz olan Sudan'a ait Güney Kordofan eyaletine bağlı Abyei kenti çözülemeyen sorunlar arasında. Abyei kentinde Mayıs 2008 yılında Sudan ve SPLA güçleri arasında çok şiddetle çatışmalar çıkmıştı, harabeye dönen bölgede 50.000 e yakın kent sakini kenti
terk etmek zorunda kalmıştı. Sudan’ın kente hakim olması ile birlikte daha sonra imazalanan protokol ile halk geri dönebilmişti[1].

Bölünme ile birlikte Güney Sudan petrol yataklarının % 75 ine sahip olmuştu, fakat petrol ihracı için
kullanılan borular Sudan bölgesinden geçiyor, bunula birlikte kazancın nasıl bölüşüleceğine dair
karşılıklı herhangi bir antlaşma söz konusu olmamıştır. İki bölge aradındaki vatadaşlık sorunu da çözülememiş durumda, iki bölge de çifte vatandaşlığı reddediyor. Sudan ayrıca Güneylilerin kendi vatandaşarı ile aynı haklara sahip olamayacağını ve kendi ülkesinde
çalışma haklarının olmadığını söylüyor. Halkın durumu belirsizliğin koruyor, iki bölge halkının da büyük kaygıları bulunmakta. Cuba halkı
karşılıklı çatışmaların sonunda savaşa gideceğinden endişe ediyor. İki bölgede yıllardır süren ve temmuz ayında sona eren sivil savaşın tekrar başlamsından korkuyor. İki tarafın da çıkarları para ve petrole bağlı, Güney Sudanın gelirini %98 petrol oluşturuyor, Sudan için
Güney Sudanın kendine ait olduğunu söylediği Heglig kasabası çok büyük önem taşıyor çünkü Sudan’ın petrol rezervinin %50 sine sahip. Bu durumda hem Sudan hem de Güney Sudan’ın ekonomisi için bölge son derece
önem taşıyor. Heglig için; taşımalar, bombalamalar ve hayat kayıpları durumu her geçen gün daha da
kötüye götürüyor[2].

Sudan ve Güney Sudan’da tansiyonun yükselmesi bölgede önemli bir söz sahibi olan Çin'i de ilgilendiriyor. Çünkü Çin, iki bölgedeki petrol endistrüsinin 1992 yılından beri sınırdaki en büyük işletmecisi.[China National Petroleum Corporation (CNPC)].Çin'in müttefiği Sudan, fakat olası bir savaşta bölgedeki

yatırımlarının tehlikeye düşeceği endişesi ile Güney Sudan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor. 

Bu bağlamda Çin, Güney Sudan’a 8 milyar dolarlık yol, hidroelektrik enerji, ziraat ve altyapı konusunda yatırım yapmayı teklif etti. Yatırımların iki yıl içinde Çin şirketleri tarafından gerçeklerştirileceğini açıkladı.Tüm Ülkeler Çin'in bölgedeki istikrarsızlığı, barışa çevirecek bir anahtar olduğuna inanıyor[3]




[1] [http://tr.wikipedia.org/wiki/Abyei]
[2] [http://www.sudantribune.com]
[3] [http://www.aljazeera.com/news/africa/]



SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
16.04.2012

Yeniden Çatışma ve Yeniden Müzakereler Kesildi 

                
Sudan ile Güney sudan arasında ne zaman bir müzakere süreci başlasa adeta bir gizli el tarafından bu müzakereler sabote ediliyor ve çatışmalar yüzünden müzakereler ya askıya alınıyor ya da iptal ediliyor. Gene aynısı oldu ve Sudan ile Güney Sudan arasında geçen hafta Afrika Birliğinin arabuluculuğunda Etiyopya’nı başkenti Addis Ababa yapılan görüşmelerden Sudan hükümeti çekildiğini ilan etti ve temsilcilerini geri çağıran Hartum yönetimi çekilmesinin sebebini de iki gündür devam eden sınır çatışmaları olarak bildirdi ve Güney sudan’a karşı her yola başvuracaklarını bildirdiler. İki  ülke arasındaki çatışmaların temelinde  sınır bölgeleri, petrol gelirlerinin paylaşımı ve hakimiyetiyle ilgili konularda çıkıyor ama burada anlaşılamayan nokta bu çatışmalarının tırmandığı dönemlerdir ne zaman iki ülke bu konulardaki sorunların çözümü için masaya oturmuş olsa çatışmalar tırmanıyor ve müzakereler de sona eriyor. Bu sefer de sebep Güney Sudan’ın, Sudan kontrolünde bulunan Hiclit’e saldırması olmuştur bunun sonucunda da Hartum Hükümeti müzakerelerden çekildi ve Güney Sudan’a savaş uçağı gönderdi ve Güney Sudan’a 5 bomba attı bu saldırıların sonucunda 4 sivil bir asker hayatını kaybetti ve bölgeden şu ana kadar 10 bin kişi ayrıldı. Kaçanlar ise daha güneye gidiyorlar. Çatışmalarla ilgili Sudan İstanbul Başkonsolosu Asım Muhtar, dün gece Güney Sudan  Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri ve onlara bağlı silahlı milislerin püskürtüldüğünü ve Hiclic petrol bölgesinin geri alındığını bildirdi. Muhtar, "Onlar dış güçlerin güdümünde bu bölgelerdeki istikrarı yok etmeye çalışmaktadırlar. Kendi halklarını ve bölgede yaşayan diğer halkları çok ciddi manada huzursuz etmektedirler. Bu topraklar bizim. Asla bir karışından dahi vazgeçemeyiz. Yeryüzünün en son bölünen toprağı Güney Sudan  Devleti'ni resmen ilk tanıyan devlet de biziz. Bizim niyetimiz iki iyi komşu devlet olarak hayata devam etmek; ama dediğim gibi onlar böyle düşünmüyor ve sömürgeci devletlerin oyununa geliyorlar" şeklinde konuştu. Sudan ordusu sözcüsü Savarmi Halid Saad dün yaptığı yazılı açıklamada, Hiclic kentine doğru ilerlediklerini, buraya çok yakın olduklarını belirtti. Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir  ise Güney Sudan askerlerinin önceki gün ele geçirdikleri Sudan sınırındaki Hiclic'den çekilmeyeceğini bildirdi görünenler ve söylemler gösteriyor ki iki ülke arasında ki çatışmalar daha çok devam edecek çünkü Hiclic petrol kaynaklarının %50 sine sahip ve iki ülke de bundan vazgeçmek istemeyecektir.

 Kaynak: Press  Medya


SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
10.04.2012

Sudan devlet başkanı ömer hasan  el-eşir ve güney sudan’lı meslektaşı salva kiir arasında geçen hafta salı günü buluşacaklardı fakat bu zirve komşular arasındaki sınıda gerilimin artmasıyla ertelenmişdi.bu hafta bu gerilimler azalması ile birlikte tekrar iki liderin  görüşüleceği cuma günü gerçekleşen afrika birliği  tarafından bildirildi.

Güney Sudan ile Sudan arasındaki iç savaş ile Güney Sudan 2005 yılında bagımsızlığını kazanmış fakat petrol ödemeleri konusunda ve uzun bir sorun listesi üzerinde tartışmalar vardı  ve bu şiddet en fazla patlak veren  ve siddetlerin en fazla tırmandığı geçen hafta iki ülke arasında görüşülecek olan  sorun çözüm komisyonu iptal edilmişti fakat bu hafta çarşamba günü Afrika Birliği’nin yogun çabaları ile çarşamba günü taraflar bir masaya oturtturuldu fakat gene  bir sonuç alınamayınca ertelendi.Sudan devlet başkanı Beşir bir dahaki toplantının ne zaman ve nerede olacağını hazırlık komitesinin  işini bitirmesinden  sonra belli olacağını bildirdi. bu konuya ek olarak  Sudan ile Güney Sudan’ın ayrılması ile birlikte kendi topraklarında yaşayan yarım milyon insan  bu gün itibari ile vatansız kaldı. böyle Hartum gibi şehirlerde doğmuş ve güney ziyaret etmemiş bir çoğu sudanlı binlerce, yüzlerce şimdi dün sona eren bir geçiş döneminden sonra arap çoğunlukta olduğu kuzey bölgesinde "yabancı" olarak kabul edilecektir.soy ismini vermek istemeyen osman isimli bir mühendis ailesinin sudanda olduğunu kendinin güney tarafında olduğunu fakat eşinin ise sudan topraklarında dogdugunu ve kendisinin de sudan vatandaşı olmak istediğini fakat sudan hükümetinin buna izin vermediğini bildirdi.
 


SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
10.04.2012



SUDANLI JETLER GÜNEY SUDAN'NIN PETROL BORULARINA SALDIRDI

Sudan ve Güney Sudan sınırında yaşanan antlaşmazlıklardan sonra Sudanlı jetler Güney Sudan'a ait olan petrol borularını bombaladı.Heglig kasabası yakınındaki boruların bombalanmasından dolayı petrol zengini bölgede ağır bir sivil savaşın başlamasından endişe ediliyor.Güney Sudanlı Petrol Bakanının açıklamalarına göre Sudan hükümetine ait Mig'ler (Savaş Uçağı) yoğun bombardımanda bulundu ve çevredeki insanların sığınaklara kaçmasına neden oldu.Can kaybının olmadığını bildirdi. Bakan ayrıca hava savunma silahları ile karşılık verdiklerini ve bir Mig uçağının düşürüldüğünü açıkladı. 
El cezire televizyonun konuşan Güney Sudanlı İstihbarat Bakanı Barnaba Marial Benjamin de saldırıyı ve düşen uçağı doğruladı, pilotun teşhis edilemeyecek şekilde yandığını belirtti. Bu başarının SPLA 'nın üstün savunmasının iyi bir etken olduğunu kaydetti.
Kaynaklar Sudanın sürekli karadan ve havadan saldırdığını söylüyor [Al Jazeera] Saldırının nedeni Heglig Kasabasındaki zengin petrol bölgeleri, petrol çıkarma işlemini bölgede  Çin'nin Greater Nile Petroleum Operating Company (Büyük Nil Petrol Şirketi) tarafından işletiliyor ve iki taraf bölgenin kendilerine ait olduğunu savunuyor. Petrol, Güney Sudan gelirinin %97 sini oluşturuyor, temmuz ayında Güney Sudan bağımsızlığını ilan etmesi ile Sudan petrol zengini bölgelerin %75 ini Güney Sudan'a kaptırdı. SPLA 'nın sınırdaki Heglig kasabasına yaptığı saldırılardan sonra Sudan'nın havadan ve karadan kendini savunması ile tekrar olası bir Sudan - Güney Sudan savaşı çıkmasından endişe ediliyor.
Kaynaklar olası bir Sudan - Güney Sudan savaşında iki ülkenin de ekonomisinin çökeceğini, yüz binlerce insanın öleceğini ve komşu ülkelerin durumumdan çok zarar göreceğini açıkladı. [Press Medya] Sudan ordusu adına konuşan albay Khaled Saad Alsawarmi saldırıyla bir ilgilerinin olmadığını açıkladı ve Mig' in düşmesinin de bir yalan olduğunu savundu. Sudan ordusunun uçak kullanmadığını, Güney Sudan'dan bir saldırı gelirse sadece uzun menzilli topçu ateşini kullandıklarını söyledi. 
Buna karşılık Birleşmiş Milletler İnsani İlişkiler Sekreteri Baroness Valerie Amos, binlerce insanın Güney Sudan sınırı terk ettiğini söyledi. Sekreter ayrıca herkesin bu savaşın durmasını istediğini ve liderlerin bir araya gelerek bu durumu müzakere etmesi gerektiğini söyledi. Çoğu insanın savaştan söz ettiğini fakat bunun böyle olmamasını umut ettiğini açıkladı, ona göre savaşa değil yardıma ihtiyacı olan insanlara ve açlık sınırındaki insanlara odaklanması gerektiğini açıkladı.[allafrica] Geçen hafta Sudan Başbakanı Ömer El Beşir ve Güney Sudan Başbakanı Salva Kiir müzakereler için bir araya gelmesi planlanıyordu, fakat çatışma ve suikast istihbaratı alınması üzerine Ömer El Beşir toplantıyı iptal etmişti. [topics.nytimes]
Güney Afrikanın önceki Başbakanı Thabo Mbeki çarşamba günü Güney Sudanın başkenti Juba' yı ziyaret etti ve ülke lideri Salva Kiir ile konuştu.Heglig kasabasın Güney Sudan bölgesindeki Muglad Havzasında olduğunu ve bu 120000 metrekarelik büyük alanda Sudanın da petrol rezervlerinin olduğunu söyledi, sivil savaş boyunca South Sudanese People's Liberation Army (Güney Sudan Halk Kurtuluş Ordusu) SPLA nın, Sudan Hükümetinin ekonomisini çökertmek için sürekli Heglig Kasabasındaki petrol yataklarına saldırdığını söyledi. Geçen hafta bölgede tansiyonun yükseldiğini ve Güney Sudanın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Sudan kendi petrol bölgelerini yetersiz buldu ve diğer bölgeleri kontrol altına lamak için sürekli uğraştığını açıkladı.[Al Jazeera] Günay Sudan İstihbarat Bakanı Barnaba Marial Benjamin iki ülke arasındaki antlaşmazlıkların şimdiki hükümet olan National Congress Party (NCP) den kaynaklandığını söyledi. İki ülke arasındaki ilişkiler geçen hafta SPLA nın Sudan Ordusunun (SAF) kışkırtması ile birlikte petrol zengini Heglig Kasabasına saldırması ile 
gerildiğini açıkladı.İlişkiler NCP nin uyumsuzluğundan ötürü tıkandığını açıkladı, Bakan düşmanlığın Güney Sudan tarafından gelmediğini ve Sudan ordusunu sadece Heglig ' e kadar geri püskürttüklerini açıkladı. Sudan Savunma Bakanının çatışmadan bir gün önce Heglig karagahını terk ettiğini, Sudan'nın 
iki ülke arasındaki Ömer El Beşir ile Cuba da Salva Kiir ile olacak olan müzakereyi iptal etmek için kasten SPLA yı kışkırttığını ve sürekli asılsız haberler yaydığını açıkladı.[Sudan Turbine]
ADB iki ülke arasındaki gerilimden kaygı duyduklarını açıkladı, ABD Dış İşleri Bakanı Hillary Clinton her iki ülkenin de mevcut gerilimi azaltmak için çaba sarf etmeleri gerektiğini açıkladı, müzakereler için ABD'nin her zaman yardıma hazır olduğunu vurguladı.[Al Jazeera] 
kaynak: [Al Jazeera], [topics.nytimes], .[allafrica], [Sudan Trubune]


SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
02.04.2012

Dünyanın Gözü 100 milyar $’lık Sudan-  Güney Sudan Savaşında


Sudan ve güney sudan aralarında güney sudan bağımsızlığını kazanana kadar 20 yıl savaştılar ve 2 milyon insan hayatını kaybetti ama güney Sudan bağımsızlığını kazandıktan sonra da sular durulmadı iki ülke arasında petrol , sınır anlaşmazlıkları , vatandaşlık , dış borçlar ve Abyei bölgesinin statüsü konularında anlaşmazlık hala  devam ediyor.

Sudan’ın güney kordofon eyaletinde son iki aydır yoğun bir çatışmanın olması iki ülkeyi tekrar savasın eşiğine getirdi. Güney Kordofan'ın bağımsızlığı için mücadele eden SPLM-N'nin eyaletin kuzeyindeki zengin petrol bölgesi Heglig'e saldırılar başlatması üzerine sudan ordusu isyancılara karşı hava saldırısı düzenlediği ve bu da güney sudan devlet başkanı salva kiir tarafından savaş sebebi olarak yorumlanabileceğini ve karşılık verileceğini belirtti[1]. Fakat Sudan bu iddiaları yalanladı ve Sudan dış işleri bakanı Ubeyt sudanın savaş arayışında olmadığını ve savunma yaptıkları bildirildi ve Güney sudan’ın savaş için kışkırttığını dile getirildi. El cezire’nin haberine göre sudan devlet radyosunda iki ülke arasındaki çatışmalar yüzünden sudan devlet başkanı El Beşir’in meslektaşı Salva Kiir  arasında güney sudan’ın  Başkenti juba’da 3 nisanda görüşmesi planlanan zirveye katılmayacağını bildirdi.[2] Güney sudan Petrol rezervlerinin %75 ini elinde bulundurmasına rağmen ihracat ve rafineriler sudan’ın elinde ve Sudanlı bakan bu saldırıların sebebinin Sudan’a duyulan kin olduğunu bildirdi.

            Sudan ve Güney sudan arasındaki savaş zemini başta ABD olmak üzere tüm dünyada kaygıya yol açtı ve ABD dış işleri bakanı Hillary Clinton tarafından basına yapılan açıklamada iki ülke arasında yaşanan  olumsuz gelişmelerin ortadan kaldırılması için sudan devlet başkanı El Beşir tarafından iptal edilen ve 3 nisan da gerçekleşmesi planlanmış olan Zirveye katılması gerektiğini dile getirdi ve ABD’nin ihtilaflı konuların çözümü için yardımda bulunabileceğini bildirdi. Bunun yanında Bağdat’ta bir alaya gelen Afrikalı  ve Arap birliği üyesi ülkeler ise iki ülke arasındaki sınır sorunlarını masaya yatırdı ve iki ülkenin de sınırdaki silahlanmayı sona erdirmesi ve askerlerini sınırın 10 km. uzağında silahlandırması gerektiğini dile getrdi.ve iki ülke arasında bir savaşın iki ülke ekonomisine de çok büyük zarar vereceğini hatta çevre ülkelerin ekonomilerini de olumsuz etkileyeceğini ve yaklaşık 100 milyar dolar gibi bir rakam  dile getirdiler ve zarar görecek ülkelerin başını da Kenya ve Etiyopya’nın çekeceğini bildirdiler.[3]Fakat ne sudan’ın ne de güney sudan’ın bu rakamları dikkate alıyor. Güney sudan savaş hazırlıkları için İsrail ile  ilişkilerini geliştirmeye başladı ve sudan da kendi içinde Güney sudan’ın olası bir saldırısına karşı savunma politikaları geliştirmeye başladı.Umut ederiz ki iki ülke arasındaki liderler aklı selim davranır ve hem 100 milyar doları çöpe atmaz hem de milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep olmazlar.


[1] http://www.nytimes.com/2012/03/29/world/africa/sudan
[2] Al Jazeera



SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
02.04.2012


GÜNEY SUDAN BAŞBAKANI SALVA KİİR MAYARDİT TOPLUMSAL BİRLEŞMENİN KESİNLİKLE SAĞLANMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ

Mart 30, 2012 (KHARTOUM) : Güney sudan Başbakan 'nı ülkenin 5 büyük şehrinin valisine ülke
sınırlarını savunmak için halkı seferber etmeleri konusunda emir verdi. Başkan cuma günü son liberal konsey toplantısında Sudan Liberal Halk Hareketi (SPLM) adına yaptığı konuşmasında Unity, Yukarı Nil, Warrap, Kuzey ve Batı Bahr el Ghazal şehirlerinin valilerine Güney Sudan 'ı savunmak için tüm halkı seferber etmeleri emrini verdi. Güney Sudanlı başbakan petrol zengini Heglig Kasabası ile ilgili
askeri antlaşmazlıkta tansiyonun dramatik bir şekilde düştüğünü açıkladı. Çünkü Sudanlı meslektaşı Omer Al-Bashir, Heglig kasabasındaki askeri çatışma için halka cihat çağrısı emrini verdiğini belirtti. Daha sonra Kiir Sudan ile bir savaşa girme niyetlerinin olmadığını beyan etti fakat ülkesinin de bağımsızlığını savunmak içinde hoşgörü göstermeyeceğini açıkladı. Başkan on ilin valisine Güney Sudanlı vatandaşları korumaları için talimat verdi, Başkan Sudanlı vatandaşların tahriklere kapılmamalarını ve özellikler Güney Sudan 'a geçiş yapan aşiretlerin insanları kışkırtmamaları gerektiğini söyledi. Daha sonra Kiir Sudanlı vatandaşların kendi Hükümetlerinin Cihat çağrılarını dikkate almamalarını söyledi çünkü Güney Sudan hiç bir zaman İslam’a ve Arap etnik kökenine
karşı olmadığını açıkladı ayrıca Sudan ile olan antlaşmazlıklarda SPLM 'nin her zaman ilişkilerde yapıcı taraf olduğunu vurguladı.

BAŞKENT HARTUM, SAVAŞ SİYASETİYLE GÜNEY SUDAN İLE OLAN İLİŞKİLERİN İDARE EDİLEMEYCEĞİNİ SÖYLEDİ

Cuma günü Sudan 'dan yapılan resmi açıklamaya göre, Güney Sudan ile olan savaş ve intikam bir kenara bırakılarak diplomatik görüşmelere geçildi. Sudan ile Güney Sudan arasındaki kötü ilişkiler, direniş kuvvetleri SPLA'nın sınırdaki petrol zengini Heglig kasabasına yaptığı saldırıya rağmen anlaşılman bir şekilde yeniden iyiye doğru gitmeye başladı. Direnişçilerin elinde olan Sudan'ın büyük şehri Juba, sadırıyı Sudan Ordusu'nun (SAF) kışkırttığını söyledi. Akabinde de başkent Hartum hemen
Başbakan Al-Bashir ve Güney Sudan'lı meslektaşı Salva Kiir Mayardit ile zirve toplantısı için bir araya geldiler. Cuma günü devlete ait olan ulusal radyo kanalından yapılan açıklamaya göre, Devlet Basın Bakanı Sana Hamad Al-Awad başkent Hartum'un artık savaş, sınır güvenliği, karşılıklı intikam ve misilleme politikalarını izlemediklerini söyledi. Bakan ayrıca Güney Sudan'lı Başkan Kiir'in SPLA 'ya yaptığı Heglig kasabasının kontrolünü ele almaları çağrısının yersiz olduğunu söyledi. Güney Sudanlı Başkanın hataları tekrarlamak konusunda çok başarılı olduğunu vurguladı ve sözüne güvenilmeyeceğini açıkladı. Sudanlı Bakana göre, Güney Sudan'ın hiç bir gücü olmadığını, çünkü sınırdaki aşiretlerin hepsi Sudan ordusu SAF 'ın yanında savaştığını ve Güney Sudan'ın yaptığı tek şeyin ülkesini yıpratmak olduğunu söyledi. Daha sonra Bakan Sana konuşma üslubunu yumuşattı ve Sudan'ın düşman kazanmak istemediğini açıkladı. Bakan, Güney Sudanlı bilge insanların ülkeyi uçurumun kenarından kurtarmak için çaba sarf etmelerini umut ediyorum, dedi. Ayrıca başkent Hartum 'un Güney Sudan'ı istikrarsızlaştırmak ve Juba 'nın rejimini devirmek için herhangi bir çabasının olmadığını söyledi, açıklamasında Güney Sudan'ın petrol sahalarına saldırmasının önemsiz olduğunu zira Sudan'ın yeterli sayıda ham petrol yataklarının bulunduğunu söyledi. Sudan ve Güney Sudan arasındaki petrol görüşmeleri olumsuz sonuçlandı, çünkü Güney Sudan ücret karşılığı Sudan'a kanallardan petrol vermeyi reddetti. Juba, Hartum'un ticaret yapma önerisini kesin bir dille kabul etmedi.

SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
26.03.2012

2004 yılında sözde darbe girişimden dolayı hüküm giyen altı PCP (Popular Congress Party)’li mahkûmlar serbest bırakıldı. Sudan İslami muhalefet parti lideri olan Hassan Al-Turabi serbest bırakılan PCP’li mahkûmları ile kısa süre içinde bir araya geldi.
(1989 yılında İslami özel harekât ile Omer Al-Bashir’in başkanlığa getirilmesi sonucu Hassan Al-Turabi ile fikir ayrılığına düşmüştü, bundan dolayı Hassan Al-Turabi parlamento sözcüsü olarak güçlü pozisyonunu kaybetmişti. Ardından Hassan Al-Turabi, PCP’yi kurarak hükümetin en azılı eleştirmeni oldu.)
Al-Turabi konuşması sırasında, Sudan ve diğer Arap ülkelerinde olduğu gibi halka yapılan baskının azalması için Sudan vatandaşlarını halk ayaklanması yapmaya çağırdı. Serbest bırakılan mahkûmların sözcüsü olan Osman Ali, hüküm giymelerine neden olan prensiplere sadık kalacaklarını söylerken mevcut durumdan dolayı pişmanlık duyduklarını vurguladı. Adaletin yerine getirilmesi için sıkı bir çalışmaya gerek duyulduğunu açıladı.

Sudanlı hükmet, Kordofan’a yardım yapacak olan United Nations, African Union ve Arab League yardım tekliflerini onaylamayı reddetmeye karar verdi. Sudanlı sosyal refah başkanı Amira Al-Fadil Çarşamba günü, başkent Hartum’da üçlüyü temsil edenlerle birlikte bir görüşme yaptı. Hükümet yapılacak olan yardımlardan şüphe duyduklarından dolayı durumu, analiz etmesi için teknik komiteye taşıyacaklarını söyledi. Komiteden gelecek olan rapora göre hükümet karar verecek. Sudan, özellikle Amerika’dan gelen baskıyla yüzleşmek istiyor. Amerika’nın baskı yapmasının nedeni, Güney Kordofan’a yapılacak olan uluslar arası yardıma izin vermesi ve Blue Nile (nil nehrinin bir kolu)’de de hükümet güçleri ile isyancıların arasında çıkacak olan çatışmadan dolayı insanlık dışı felaketlerin meydana gelmesinden korkuyor. Bu çatışmanın çıkacak olmasını da Liberation Movement North (SPLM-N)’un yakın zamanda hareketliliklerinden kaynaklanacağını savunuyor. İsyancılar, 16 Şubat’tan beri inisiyatifin yardımlarını aldıklarını ve kabul ettiklerini bildirdi. SPLM-N’nin sekreteri General Yasir Arman kendi grubunun uluslar arası topluluğun temsilcilerini bilgilendirdiğini belirtti, General Addis Ababa’da yaptığı konuşmada, yardımların Sudan hükümetinin onayı olsun ya da olmasın yerine ulaştırılması gerektiğini söyledi.

Sudan’ın komünist parti başkanı öldü. Partisinden yapılan açıklamaya göre Sudan’s Communist Party (SCP) genel sekreteri Mohamed Ibrahim Nugud tedavisi olmayan beyin kanserinden dolayı Londra’da öldü. Naşının en geç Pazar günü, İngiltere’den Sudan’a geleceği belirtildi.







SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
26.03.2012


ESKİ BAŞBAKAN ULUSAL BİRLİK VE DIŞ MÜDAHALELERE KARŞI UYARDI


 Eski Sudan başbakanı Al mahdi Sudan’ın dini doğal kaynaklarını ve zengin kimliklerini bazı  uluslar arası toplumlar tarafından hedef alındıgını ve bu toplumların sudanın gelismesini istemediklerini ekledi. Bu toplulukların ve düşmanların emellerine ulaşmaması için bütün partilerin ve sudanlı bileşenlerin saflarını birleştirmesi gerektiğini çünkü bu düşmanların amaçlarını gerçekleştirmek için iç işlerine müdahale etmek istediklerini bildirdi.
Sudan’ın ortak bir zemine ulaşmak için izin veren bir araç üzerinde düşünmek  gerekir çünkü başka bir seçenek kan dökülmesine neden olur.          
Sudan’daki islami hareket iki faktörden etkilenir; bunlar politik entellektüel kriz ve doktriner kriz olarak uyardı ve ekledi sudanın bülünmesini engellemek için bu meseleler üzerine egilinmesini istedi. Müslümanlar arasındaki fark doğal olarak görülmeli ve güven kaynağı olması gerekmektedir.
Kaynak; sudan.net



SUDAN GÜNDEMİ
Sabri KÖSTEK
19.03.2012




       Sudan ve Güney Sudan Sınırların Çizimi Ve Vatandaşların Durumu İle İlgili İlk Anlaşmalarını Yaptılar(1)  Sudan ve Güney Sudan iki ülkenin de vatandaşlarının ikamet, mal edinme ve özgür hareket etmeleri konusunda iki anlaşma imzaladılar. Bu iki anlaşma çerçevesinde iki ülke arasındaki önemli sorunların çözümünde de bir ivme kazandıracağı düşünülüyor. Bu anlaşmanın kazandırdığı ivme ile iki ülke arasındaki petrol paylaşımı gibi önemli konuların çözümlenmesini de ümit ediyorlar. Bunun yanında iki ülke arasındaki sınırlar da belirginleştirilecek. Ama her geçen gün Sudan ve Güney Sudan Krizi Derinleşiyor(2). Sudan ve Güney Sudan arasındaki petrolün paylaşımı ve sorunlu sınır bölgelerinin statüsünün masaya yatırılması beklenen görüşmelerde anlaşmaya varılamadı. Sudan'ın başkenti Hartum'da bir haftadır devam eden görüşmeler planlanandan üç gün önce biterken, Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir ve Güney Sudanlı mevkidaşı Salva Kiir, yakın bir zamanda Güney'in başkenti Cuba'da bir araya gelecek. Güney Sudan'ın geçtiğimiz yılın Temmuz ayında, Sudan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinin ardından iki ülke arasında petrolün paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlıklar bir türlü çözülemedi. Güney Sudan, petrol rezervlerinin yüzde 75'ini elinde bulundururken, Kuzey'in elinde de bu petrolleri dünyaya ulaştıran boru hatlarının bağlı olduğu limanlar ve rafineriler bulunuyor. Analistler, Cuba ve Hartum yönetimlerinin, karşılıklı olarak birbirlerinin can damarını ellerinde tutuklarını vurguluyor. 


 Clooney ile çok sayıda milletvekili ve insan hakları savunucularına kelepçe takıp polis aracına götürdüğünü belirtti. Clooney kameralar önünde yaptığı açıklamada, mevcut durumun, "dünya üzerindeki en büyük insani kriz haline gelmeden önce" Sudan hükümetinin, uluslararası topluma bölgeye yardım gönderilmesine izin vermesini istedi. Amerikalı oyuncu kısa süre önce, Sudan'ın sorunlu bölgesi Güney Kordofan'a gitmişti. Clooney, ABD'ye dönüşünde yaptığı açıklamada, Sudan hükümet güçlerinin bölgede sivillere saldırdığını ve "savaş suçu" işlediğini belirtmişti. Amerikalı oyuncu George Clooney, Sudan hükümet güçlerinin ülkenin güneyinde sivillere yönelik savaş suçu işlemesini protesto etmek amacıyla Washington'daki Sudan Büyükelçiliği'nin önünde yapılan gösteri sırasında gözaltına alındı.(3) 

[1] Sudan.net
[2] El Arabia
[3] Agence France press





SUDAN GÜNDEMİ
Hanife ARPACI
19.03.2012


Sudan’ın finansal ve ekonomi bakanı Ali Mahmood Abdel-Rasool, Sudan’ın ana ekonomik projelerinden olan arap yemek güvenliğini tartışmak ve ileriye götürmek için hükümetinin, Suudi Kralı Abdullah Bin Abdel Azizi tarafından ağırlandı. Sudan başbakanı Omer Hassan al-Bashir karar için 9 Mart cuma günü Suudi Kralı ile görüştü. Bashir e Abdel-Rasool eşlik etti ayrıca petrol ve mineral bakanı, zıraat bakanı ve merkez bankası müdürü de eşlik ettiler. Riyad’tan başkent Hartum için finansal destek istediler.2005 yılında Güney Sudan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla Sudan ekonomik yardıma ihtiyaç duydu çünkü %3 petrol üretimini aldıklarından iki ekonomiyide zora soktu. Eğer Suudiler yardım ederse Sudan’ın ekonomisinde iyileşme olacaktır. Bu hafta Katar 2 milyar dolar Sudan’ın hazinesine yardım etmeyi kabul etti bu yardım teklifi Doha’daki dinler konferansında Katar Emiri Hamad Bin Khalifa al-Thani ve Bashir ile karalaştırıldı. Sudanlı ekonomi bakanı Riyad’ta Suudi işadamları ile bir araya geldi yatırım konusunda kendileri ile görüştü, projelerine yardım etmeleri halinde arap yemek güvenliğini kardeşçe daha ileriye götürebileceğini söyledi. Ayrıca Sudan’ın tarımsal potansiyelinin çok iyi olduğunu çünkü çok geniş doğal kaynaklara sahip olduklarını vurguladı, ziyaret başarılı geçti, Abdel-Rasool iki ülke arasındaki görüşmenin alışverişi arttıracağını söyledi.
Ayrıca Sudan’ın başkan yardımcısı Al-Haj Adam Youssef, üç Amerikan yasa yapıcı ile yasaların iyileştirilmesi hakkında acil bir görüşme yaptı. Sudan’ın bağımsızlığı için haksız hâkimiyeti (adalet) hedef alarak tartıştılar. Tasarının arkasındaki olumsuzluklara işaret etti. Sudan’ın barışı ve güvenliği için azim ve kararlılıkla müzakere ettiler. Mesuliyet alarak, 2012 yılı için kararlılıkla insan hakları ihlalini, şiddeti, demokratik reformları Sudan’ın barışı için düzelteceklerini belirtti.
Bir başka gelişme ise, Sudan muhalefet lideri Al-Sadiq al-Mahdi, hükümeti aşırı islamcılık yapmakla suçladı, böyle bir politikanın geri tepeceğini ifade ederken, iktidardaki Ulusal Meclis Partisi (NCP) için akrep ve yılan beslediklerini ve bu hayvanlar bir gün onları yok edeceğini belirtti. Al-Mahdi pazartesi günü konuk olduğu Hartum’un Omdurman şehrinde, yaptığı sempozyum konuşmasında, Islamic Constitution Front (ICF) ye yüklendi ve islam koalisyon grupları şimdiki ülke yasalarının yerine şeriatı getirmeye çalıştıklarını söyledi. Al-Mahdi, ICF’nin islam yasaları ve cihat yapmak hakkındaki konuşmalarının anlamsız olduğunu dile getirdi. Daha öncede National Islamic Front (NIF) ın güç kazanmak için ordu içinde de böyle sloganları kullandığını ayrıca bu sekilde aşırı dinci grupları hile ile ideolojik izolasyon faaliyetlerinde bulunduğunu söyledi. Güvenlik güçlerinin ve polisin haksız yere tutuklamalar yaptığını buna takiben partisinin insan hakları iyileştirmesi konusunda ve yozlaşma konusunda bir program başlatacaklarını öne sürdü.