Hakkımızda

Sitemizde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeler ülke Koordinatörlerimiz tarafından düzenli olarak takip edilmekte ve Genel Koordinatörümüz Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Veysel AYHAN'ın katkılarıyla yayınlanmaktadır.

YEMEN


YEMEN GÜNDEMİ SON ÜÇ AYIN ÖZETİ
Semra DÜZGÜN
08.06.2012



                
Yemen geçen yıl ülke çapında rejim karşıtı gösterilere sahne olmuş, Devlet Başkanı Abdullah Salih’in devrilmesi ve seçimlerin yapılmasıyla yerini yeni iktidara bırakmıştır. Abdullah Salih iktidarına karşı var olan muhalefet hareketinin sokak protestolarına dönüşmesiyle Tunus devriminden hemen sonra Arap baharı dalgasına katılmıştır. Yemen’de gösteriler dursa da eski rejimden arta kalan üst düzey yöneticilerin tasfiye sorunu, ülke içindeki tarafların katıldığı Körfez işbirliği Konseyi Geçiş Anlaşmasının uygulanması ve Sünni Selefi aşireti ile Şii Hutiler arasındaki ateşkese rağmen zaman zaman çıkan çatışmalar ve El-kaide’nin varlığı ülkeyi içinden çıkılması zor bir durumda bırakmaktadır. Ülkedeki bu kaos ortamından faydalanarak bazı şehirleri ele geçiren El-Kaide ile bağlantılı Ensar El-Şeria örgütü ve güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalar giderek artmaktadır. Ancak ülkenin şu an içinde bulunduğu durumu analiz etmek açısından geçmişten günümüze Yemen’in bu duruma nasıl geldiğine bakmak gerekmektedir. 

1991’de birleşene kadar iki ayrı bağımsız devletten oluşan Yemen’de 2009’da Şii mezhebine bağlı Hutiler ile hükümet kuvvetleri arasındaki çatışmaların yeniden başlaması ülkeyi daha da istikrarsızlaştırmıştır. 1962 yılında Albay Sallal tarafından gerçekleşen darbe sonrasında İmamlık yönetimine son verilip, Cumhuriyet rejiminin kurulmasının ardından bölgede karışıklıklar meydana gelmiş, bu tarihten sonra ülkede kanlı bir iç savaş başlamıştır. Darbeden sonra kaçan İmam Bedr’in başlattığı isyan büyümüş Kuzey Yemen’deki iç savaş yakın tarihe kadar devam etmiştir. 1978’den beri cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Abdullah Salih hükümetinin merkezi orduyu güçlendirmesi, ordu içinde Sünnilere ağırlık verip Şiileri geri plana atması gerilimi artırmıştır. 1990’lardaki Güney Yemenle birleşme çabaları ve demokrasiye geçiş için uzlaşma politikaları gerginliği azaltmış ve bazı Huti din adamlarının ülkeye geri dönmesine izin verilmişti. Ancak 11 Eylül saldırıları sonrasında Yemen’in ABD’yle işbirliğine gitmesi ve sıkı ilişkiler geliştirmesi Şii gruplar ile Şii Devlet Başkanı Abdullah Salih arasındaki gerilimi artırmıştır. Uzlaşma çabaları, çözüm önerileri ve Katar’ın arabuluculuğuna rağmen çatışmalar devam etmiştir. 2010 yılına kadar Yemen güvenlik kuvvetleri ile Hutiler arasında altı savaş yaşanmıştır. 2009’da tekrar alevlenen Sünni Selefiler ve Şii Hutiler arasındaki çatışmalar 2010 yılında Amranlı aşiret lideri Şeyh Hüseyin El Ahmar’ın arabuluculuğu ile yapılan ateşkesle durulmuştu. Ancak Nisan ayı içersinde Şii Zeydi mezhebine bağlı Huti aşiretinden silahlı adamlarla Sada’daki Dar El-Hadis Selefi okulundan öğrenciler arasında çıkan çatışmada 10 kişinin hayatını kaybetmesi Yemen’de mezhepler arası güç mücadelesinin durulmayacağının bir kanıtıdır. 

Yemen’de siyasi partiler serbest, ancak ülkedeki mezhepsel çatışmalar aşiret yapısı ve kötü ekonomik durum ülkenin gelişmesini ve demokrasi yönünde adımlar atılmasını engellemiştir. 1978’de göreve geldiğinden beri ekonomik gelişme ve demokrasinin geliştirilmesi çabası içersinde olmayan eski Devlet Başkanı Abdullah Salih, 2011 Ocak ayında Nobel Barış Ödüllü Tevekkül Karman önderliğinde Sana Üniversitesinde başlayıp ülke geneline yayılan halk ayaklanmasından 1 yıl sonra yetkilerini yardımcısına bırakarak ülkeyi terk etmiştir. Batının da desteğiyle Körfez İşbirliği Konseyi’nin sunduğu barış planını Abdullah Salih’in kabul etmesinin ardından şartlı görevden çekilme ve iktidarı yardımcısı Abdu Mansur Hadi’ye bırakmasını öngören anlaşma imzalanmıştır. 21 Şubat’ta gerçekleşen seçimlerden sonra Hadi 2 yıllığına geçici devlet başkanı olarak seçilmiştir. 

Ancak ülkede iktidar değişimiyle birlikte istikrarın ve diyalogun sağlandığı söylenemez. Eski lider Abdullah Salih ve yeni Devlet Başkanı Hadi arasında birbirlerini saldırılardan dolayı suçlamaya varan medya savaşları yaşanmıştır. Bunun üzerine BM Güvenlik Konseyi ülkeleri ve KİK demokrasinin gelişmesi amacıyla siyasi kargaşanın durdurulması ve anlaşmaya odaklanılarak bir an önce Ulusal Diyalog Konferansının toplanması çağrısında bulunmuşlardı. KİK girişimi Yemen ordusunun ulusal ve profesyonel standartlara göre yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. Ancak gerekli eylemler Cumhurbaşkanı Hadi yönetiminde bir aydan uzun süredir yerine getirilmemişti. Islah partisi milletvekili Muhammed El Hazmi , geçen Şubat ayına kadar eski lider Abdullah Salih’in yardımcısı olan yeni Cumhurbaşkanı Hadi üzerinde etki kurmak istediğini belirtmişti. Ayrıca JMP(Ortak Muhalefet Bloğu) muhalefet koalisyonu ordunun yeniden yapılanmasını ve Hadi’nin tam kontrolü altında olmasını talep etmiş, aksi takdirde yaklaşan ulusal diyalogda yer almayacaklarını bildirmişlerdi. Hava kuvvetleri protestocularının Cumhurbaşkanı Hadi’nin evinin yanında başlattıkları oturma eylemi ve halk ve ordu içersindeki bazı kişilerin eski lidere yakın olan bazı yüksek rütbeli kişilerin görevden alınması için düzenlediği sokak protestoları üzerine Devlet başkanı Hadi Hava Kuvvetleri Komutanı Muhammed Salih El Ahmar gibi eski lider Abdullah Salih zamanında görev yapan devlet adamlarının görevlerine son vermişti. Sana ve Dhamar üniversitesi rektörleri de öğrencilerin yolsuzluk iddiaları nedeniyle yaptıkları protestolar sonrasında görevden alınmışlardır. Yargı üzerine protestolar ise yargı sistemini felç edecek şekilde grev halini almış, sonrasında Eski Yüksek Yargı Konseyi başkanı Muhammed El-Emin istifasını sunmuştu. Ancak yapılan değişikliklerin herkesi memnun ettiği söylenemez. Cumhurbaşkanı Hadi’nin vali değişikliklerine tepkiler görülmüş yeni Hajjah Valisi olarak Ali El Qaisi’yi ataması Silahlı aşiret üyeleri ve merkez güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşanmasına neden olmuştur. Cumhurbaşkanı Hadi orduda ve valiliklerdeki Abdullah Salih rejimiyle yakınlığı bilinen isimleri görevlerinden alması KİK İktidar Değişim anlaşmasının uygulanması olarak yorumlanıyor. Fakat hükümetin sorunları bu yetki devirleriyle ve devletin yeniden yapılanması ile çözülecek gibi görünmüyor. Yemen hükümeti tüm tarafların ülke yönetiminde söz hakkına sahip olmasını amaçlayan Ulusal Diyalog Konferansına katılımını sağlamak ve devrimde payı olan hareketleri kontrolü altına almak, uzlaşma sağlamak için de çabalamaktadır. Ancak Yemen hükümeti geçtiğimiz aylarda KİK ve Batı ülkelerinin de beklediği şekilde devrimci gençliğin bu konferansa katılımını sağlamak üzere yaptığı girişimlere karşılık Sana Değişim Meydanı’nda Barışçıl Gençlik Devrimi Organizasyon Komitesi tarafından hazırlanan 20 şarttan oluşan bir liste ile karşılaşmıştı. Tüm bu şartlar yerine getirilmedikçe konferansa katılmayacakları şeklinde hükümete gözdağı vermişler ve hükümeti yaklaşan Ulusal Diyalog Konferansının bir tarafı olarak görmediklerini belirtmişlerdi. Yemen hükümetine karşı bu güvensiz ve uzlaşmaz tavır sadece Yemen Gençlik Hareketinden gelmemekte, ayrıca geçtiğimiz günlerde Şii mezhebine bağlı Huti aşireti de Ulusal Diyalog Konferansına katılmayı kabul ettiklerini ancak, Yemen güvenlik güçlerinden gelecek herhangi bir saldırı olasılığına karşılık silahlarını bırakmayacaklarını belirtmişlerdir. Güney Hareketi içinde birleştirilen kitlesel gösterilerden beş yıl sonra, avukatlar, sanatçılar ve gazeteciler de dâhil güneyden işçiler, başkent San'a merkezli sendikalar ve derneklerden çıkmaya başlamışlardır. Bu bağımsızlık gösterisinin Kuzey Yemen ile gerginliği artırması ve Milli Birlik Hükümeti ve yeni seçilen cumhurbaşkanı için daha çok sorun getirmesi bekleniyor. Güney Gençlik Derneği, güney hareketi liderinin oğlu Fadi Hasan tarafından kurulmuştur. Benzer sendikaların, Güney Yemen’in bağımsızlık taleplerine desteği artırma isteği özellikle 2011 ve 2012’de su yüzüne çıkmıştır. 

Yemen’deki bu yeniden yapılanma ve karışıklık ortamından yararlanan Ensar El-Şeria örgütü ise Şubat ayından bu yana birçok saldırı düzenlemiş, güney illerinden Abyan ve Aden bu terör saldırılarından en çok etkilenen şehirler olmuştur. Ayrıca Yemen’in dağlık bir coğrafyaya sahip olması, ülkedeki güvenlik açığı, yeni hükümete olan güvensizlik ve aşiret yapısı El-kaide’nin buraya kolayca yerleşmesini sağlamaktadır. Ülkenin coğrafi konumu dolayısıyla Afrika ve Güney Asya arasında bir irtibat noktasıdır. Ayrıca Yemen’in Suudi Arabistan’a yakın olması da El-Kaide için önemlidir. 2009 yılında Yemen ve Suudi Arabistan’daki El-Kaide grupları birleşerek AYEK adıyla anılmaya başlamıştır. Sürekli olarak ülkede kontrolünü ve ağını genişleten El-kaide yeni Cumhurbaşkanı Hadi’nin yemin ettiği 25 Şubat’tan beri 15’in üzerinde saldırı düzenlemiştir. El-kaide son zamanlarda güvenlik memurlarını hedef alan çeşitli operasyonlar başlatmıştır. Yerel kaynaklar El-Kaide’ye bağlı Ensar El Şeria örgütünün Yemen’in güneydoğusunda bulunan Sabwa şehrinin ilçesi El Rudum’u kontrolü altına aldığını bildirilmişti. İlçe 6680 km yüzölçümü, 23,000 nüfusa ve Arap Denizi boyunca 220 km sahil şeridine sahiptir. Burada Yemen'in en büyük sıvı doğal gaz tesisi işletiliyor ve Balhaf kentinde dünya pazarına gaz ihraç ediliyor. Yemen bir petrol ülkesi olması, S.Arabistan’a sınırının olması ve geçmişte Usame Bin Ladin’in burayı bir sığınak ve üs olarak kullanılmasını istemesi açısından Batı ve ABD açısından önemlidir. Ancak Yemen hükümetinin böyle bir güvenlik sorunuyla baş edebilecek durumda olduğu söylenemez. Abyan eyaletinin merkezi Zinjubar ve komşu bölgelerden yaklaşık 130.000 kişi evlerinden göç etmiş ve El-kaide bölgeyi Taliban tarzı emirlik ilan ettiğinden beri Aden’de yaşamak zorunda kalmıştır. Geçtiğimiz aylarda ise Ensar El-Şeria militanlarının Mart ayında Dofes bölgesinde bir askeri mevziiye düzenlediği benzer bir saldırıda 100 Yemen askeri ölmüş, 73 Yemen askeri ordu ile El-Kaide militanları arasındaki şiddetli çatışmalar sırasında kaçırılmıştı. Örgüt hükümetten, siyasi ve ulusal güvenlik hapishanelerinde tutulan 600 El-Kaide tutuklusunun serbest bırakılmasını istemişlerdi. Ensar el-şeria, askerlerin yanı sıra Suudi diplomat ve İsviçreli bir kadın öğretmeni de kaçırmıştır. Son olarak Yemen’in başkenti Sana’da düzenlenen intihar saldırısında merkez güvenlik birliklerinin 14. Baskın birlikleri bölüğünden yaklaşık 100 asker hayatını kaybetmiştir. Saldırı 22 Mayıs Ulusal Birlik Günü’nde yapılması planlanan askeri geçit töreni için El-Sebin Meydanı’nda askeri birliklerin tatbikat yaptığı sırada gerçekleşti. Saldırıda 100 asker hayatını kaybederken yaklaşık 300 kişi yaralanmıştır. Savunma Bakanlığı ise o sırada toplantıda olan Savunma Bakanı ve diğer yüksek rütbeli askeri ve güvenlik liderlerinin saldırıdan yara almadan kurtulduğunu duyurmuştu. Bir askeri kaynağa göre kendine havaya uçuran bombacı Ulusal Birlik Günü kutlama hazırlıkları sırasında askeri tatbikatta yer alan bir askerdi. Savunma Bakanlığı askeri yetkilileri de intihar bombacısının tatbikata katılan bir asker olduğunu ve eski Cumhurbaşkanı Salih’in yeğeni Yahya Muhammed Abdullah Salih’in başkanlığını yaptığı Merkez Güvenlik Kuvvetlerinin bir üyesi olduğunu iddia etmişti. Bir görgü tanığı ise intihar bombacısının tatbikata sonradan Merkez Güvenlik Karargâhı ve El-Sebin meydanının yanındaki parktan katıldığını ve daha sonra da kendini havaya uçurduğunu söylemişti. Diğer iki intihar bombacısı da patlamanın ardından yakalanmıştı. Olay Yemen için çok önemli bir zamanda gerçekleşti. Yemen 22 Mayıs’ı Kuzey ve Güney Yemen’in birleştiği Ulusal Birlik Günü olarak kutluyor. Kutlamalar bu yıl ülkenin 22 Mayıs 1990’da birleşmesinden beri ilk kez Güney Yemenli bir cumhurbaşkanı ile yapılacaktı. Cumhurbaşkanı Abd Rabu Mansur Hadi, bir yıl süren ayaklanma neticesinde selefi Ali Abdullah Salih devrildikten sonra 21 Şubat 2012 tarihinde göreve gelmişti. Hadi saldırıdan günler önce 22 Mayıs Ulusal Birlik Günü kutlamaları için tüm Yemen silahlı kuvvetlerinin temsil edildiği bir askeri geçit töreni yapılmasını istemişti. Bu geçit 1990’dan bu yana Salih rejimi olmadan yapılacak ilk geçit olacaktı. Güney Yemen'de Abyan ve Shabwa merkezli El-Kaide bağlantılı Ensar El-Şeria örgütü başkent Sana’da askeri tatbikat sırasında meydana gelen kanlı saldırının sorumluluğunu üstlenmiştir. İçişleri Bakanlığı geçen hafta başkent Sana’ya giren silahlı El-kaide militanlarının sabotaj veya terör faaliyeti gerçekleştirebilecekleri konusunda uyarmış ve saldırı tehdidine karşı sıkı güvenlik önlemleri alınması çağrısında bulunmuştu. El-kaide saldırılarının artması ve giderek ülkede yerleşmesi üzerine ABD Savunma Bakanlığı Pentagon geçtiğimiz aylarda, 1 yıl aradan sonra tekrar 75 milyon dolara kadar askeri yardım yapılacağını duyurmuştu. Yardımlara ülkedeki kaos ortamı dolayısıyla ara verilmişti. Ayrıca askeri raporlara göre ABD insansız hava araçları Ensar El-Şeria’nın kontrolünde bulunan Jaar kentindeki kamplarını hedef almıştı. Halktan gelen tepkilere rağmen Yemen hükümeti topraklarından El-Kaide’nin çıkarılması için ABD müdahalesine izin veriyor. Hatta ABD tarafından gerçekleştirilen bir hava saldırısında Ensar El-Şeria liderlerinden biri olan Fahd El Quso Yemen’in doğu ili Şabwa’da öldürülmüştü. El-Quso Arap Yarımadası’nda önemli bir figür haline geldiğinden beri bu ABD için bölgede alınan önemli bir zaferdir. El-Quso 17 Amerikan askerinin öldürülmesi olayına karıştığı için 2007’de tahliye olmadan önce 5 yıl Yemen hapishanesinde tutulmuştu.[i] Yemen ordusu ABD desteğini de arkasına alarak, 2011’den beri El-Kaide’nin elinde bulunan Abyan eyaletindeki güçlü kaleleri Zinjubar ve Lawdar’ı geri almak için saldırılarda bulunmuştur. 2011 Mayısından beri El-kaideye bağlı Ensar el-şeria örgütünün elinde bulunan Zinjibar’da devlet otoritesinin eksikliği ve güvenlik açığından faydalanarak varlığını sürdürmektedir.[ii] Ordu güçlerinin El-Kaide kontrolündeki bu şehirleri geri almak için başlattığı saldırılar hala devam etmektedir. Cumhurbaşkanı Hadi Savunma Bakanına, Yemen’in güney ve doğu illeri Abyan, Shabwa ve Lahj’a örgüte karşı büyük çaplı saldırılar düzenlenmesi için takviye birlikler gönderilmesi emrini vermişti. Bu birlikler merkez güvenlik kuvvetleri ve cumhuriyet muhafızlarından oluşuyordu. Ayrıca ABD ve Birleşik Krallık’tan askeri ve mali yardım alan terörle mücadele biriminin yeni rejimin terörle mücadelede daha ciddi olduğu belirtiliyor. Ancak hala El-Kaide’nin kontrolünde olan bölgelerde güvenlik açığı söz konusudur. 

Ülke sorunları bununla da sınırlı değildir. İşsizlik ve yoksullukla da mücadele eden Yemen’de, Dünya Gıda Programının anketine göre beş milyon Yemenli ciddi boyutlarda gıda yetersizliği çekmektedir. Ayrıca gıda yetersizliğinin endişe verici olduğu bölgeler arasında Hüdeyda en kötü durumda olan şehirdir. BM ajanslarına göre 4 milyon Yemenlinin siyasi ve ekonomik krizlerden etkilendiği ülke Somali’ye yakın bir çizgidedir. WFP(Dünya Gıda Programı), yüksek fiyatlar ve ülkenin kuzey ve güney bölgelerinde kitlesel olarak yerinden edilmeler sonucu açlık çeken 3 milyon Yemenliye gıda yardımında bulunacaklarını belirtmiştir. Dünyanın en önemli insani yardım kuruluşları arasında sayılan WFP(Dünya Gıda Programı), acil kalkınma programlarının yanında 80 ülkede açlık ve yoksullukla mücadele ediyor. Bunların yanında Yemen’in içinde bulunduğu durumdan kurtulması ve ekonomik, siyasi ve sosyal gelişimini sağlama amacını taşıyan yardımlar yapılmaktadır. Yemen ve BM Kalkınma Programı komitesi arasında Sana’da “Kalkınma için Acil Müdahale” programını imzalanmıştır. Proje, KİK(körfez işbirliği örgütü) inisiyatifi ve bunun uygulama mekanizmasını düzene koymak için tasarlanmıştır. Program, geçiş dönemi boyunca ekonomik çalışmalar yapmak amacıyla sanayi ve ticaret bakanlığına gerekli desteği sağlayacaktır. Projenin toplam tutarı yaklaşık 8,5 milyon dolardır. Programın Mayıs 2012’de başlaması ve iki yıllık geçiş döneminin sonunda 31 Aralık 2014 tarihinde sona ermesi planlanıyor.[iii] Yemen uluslararası alanda çeşitli yardım programları ve desteklerle gelişimini sağlamaya çalışıyor. Son olarak Riyad’da gerçekleştirilen Yemen’in Dostları Konferansında da Türkiye gibi konferansa katılan diğer ülkeler Yemen için yardım yapılmasını öngörmüşler ve Yemen’in ekonomik kalkınması, insani yardımlar ve güvenlik konularında yapılabilecekler üzerinde durmuşlardır. 

Sonuç olarak devrim hareketi sonrasında KİK ve batılı devletlerin desteğiyle oluşturulan barış planı ile gelen yeni iktidarın istikrarı, halk için barış ve huzur ortamını sağlaması zor görünmektedir. Yemen’deki Şii-Sünni çatışması, Güneydeki bağımsızlık yanlıları, ülkedeki Şii Hutiler ile Sünni Selefiler arasındaki aşiret çatışmaları ülkenin daha da istikrarsızlaşmasına yol açmaktadır. Ayrıca neredeyse beş milyon Yemenlinin gıda yetersizliği çekiyor olması, işsizlik, yolsuzlular ve etnik çatışmalar da El-Kaide’nin bu ortamdan yaralanarak ülkede güçlenmesini sağlamaktadır. El-kaide’nin Yemen’de kurulması arzulanan demokratik rejimi tehdit etmeye devam edeceği ve zaten sorunlu ve karışık olan ülkeden çıkarılması, tam bir istikrar ve barış ortamının kurulmasının zor olacağı açık bir gerçektir. 




YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
14.05.2012



Bu hafta Yemen yine El-Kaide örgütünün gerçekleştirdiği kanlı saldırılara şahit oldu. Pazartesi sabahı Yemen’in Abyan vilayetinin Dofes ve Alkood bölgesinde 115. Tugaya ait iki ordu mevziine Ensar El-Şeria terör örgütü tarafından düzenlenen saldırıda 22’den fazla Yemen askerinin öldürüldüğü bildirildi. Ensar El-Şeria saldırıyı Ali Haydar El-Hanshi’nin komutanlığını yaptığı İkinci piyade ve 115. topçu tugayına düzenledi. Komutan El-Hanashi saldırının erken saatlerde, aniden başladığını ve makineli tüfek, roket gibi ağır silahların kullanıldığını belirtti. Ensar El-Şeria’nın Afgan, Somali, Suudi, İranlı olmak üzere çeşitli milletlerden oluştuğunu da ekledi. Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise Yemen askerlerinin saldırıyı püskürtmeyi başardığı ve birçok militanın öldürüldüğü belirtildi. Ensar El-Şeria ise saldırının bu hafta içersinde Cumhurbaşkanı Abdrabu Mansur Hadi’nin “geri dönerseniz yaparız” açıklamasıyla El-Kaideye savaş tehdidinde bulunmasına cevap olarak gerçekleştirildiğini duyurdu. Sonraki açıklamalarına göre Lahaj valiliğindeki El-Anad askeri üssüne Abyan’da Ensar El-Şeria ile savaşmak üzere ABD deniz kuvvetleri konuşlandırıldığı, diğer bir açıklamada ise saldırıda 30 Yemen askerinin öldürüldüğü, 28’inin yakalandığı ve uçak savar silahları, üç askeri araç, altı makineli tüfek, dört adet füze ve çeşitli mühimmat dahil olmak üzere ağır silahlar ele geçirdiklerini iddia edildi. Saldırı, ABD’nin, Yemen’in Şabwa ilinin Rafad bölgesinde bir hava saldırısında El-Kaide liderlerinden Fahad El-Qasa’nın öldürmesinden bir gün sonra gerçekleştirildi. Fahad El-Qas’a 2000 yılında Aden limanında El-Kaide tarafından Amerikan hava üssüne gerçekleştirilen ve 17 ABD askerinin ölümüyle sonuçlanan bombalama olayındaki rolü nedeniyle FBI’ın en çok arananlar listesindeydi. El Qas’a en son 2011 yılında Amerika tarafından gerçekleştirilen öldürme girişiminden kurtulmuştu. Ensar El-Şeria militanlarının mart ayında Dofes bölgesinde bir askeri mevziiye düzenlediği benzer bir saldırıda 100 Yemen askeri ölmüş, bir hafta önce serbest bırakılan esir 73 Yemen askeri ise bu saldırıda yakalanarak pazarlık konusu olmuştu.[i]
            Bunun yanı sıra Yemen ordusu Cumartesi günü 2011 Mayısından beri El-Kaide’nin elinde bulunan Abyan eyaletinin Zinjubar ve Lawdar şehirlerindeki güçlü kalelerine şehirleri geri almak üzere saldırılar düzenledi. Bir güvenlik kaynağı ise saldırının farklı taraflardan geldiğini ve El-Kaide militanları tarafından kontrol edildiği bilinen bölgelerde şiddetli hava saldırılarının yanı sıra ağır silahlarla deniz kuvvetleri bombardımanının gerçekleştirildiğini bildirdi. Ayrıca açıklamada El-Kaide militanlarının önceki çatışmalarda askeri kampı yağmalayarak elde ettikleri ağır silahları kullandıkları da belirtildi. Geçen hafta Pazartesi günü Yemen ordu kuvvetleri ile El-Kaide militanları arasında meydana gelen çatışmalar ise sekiz El-Kaide üyesinin ölümü ve 20’sinin yaralanması ile sonuçlanmıştı. Lawdar Yerel Halk Komitesi sözcüsü Ali Obaid, Yemen savaş uçaklarının geçen Cumartesi Abyan eyaletinin Lawdar, Maudia ve El-Wadhee şehirlerinde yerli halka el ilanları dağıtıldığını, ilanda ise bölge sakinleri hedef olmayı önlemek amacıyla El-Kaide militanlarıyla işbirliği yapmamaya çağırıldığını söyledi. Ayrıca Abyan’daki savaşın Ja’ar ve Zinjubar merkezli olduğunu ve 25. Mekanize Tugay güçlerinin Zinjubar’ın eski yerleşim yerleri ile bağlantısını sağlamayı başardıklarını da ekledi. Bu olay Tuğgeneral General Faysal Rajab’ın komutasındaki 119. Tugayın Abyan’ın El-Haroor şehrine doğru ilerlemesi ile aynı zamana denk gelmiştir. Saldırıya sekiz askeri tugaydan 25,000 asker ve subay katıldı. Askeri kaynaklar, Yemen güvenlik güçlerinin Yemen ve ABD askeri uzmanları tarafından tasarlanmış bir askeri plan yürüttüklerini ve Cumhurbaşkanı Hadi’nin planı onayladığını bildirdi.[ii]
            Tüm bu gelişmelerle birlikte Yemen uluslar arası alanda çeşitli yardım programları ve desteklerle gelişimini sağlamaya çalışıyor. Dünya Bankası, Yemen hükümetinin iş imkânları oluşturması ve iki yıllık geçiş dönemi içinde kapsamlı gelişimini desteklemek için uluslar arası bir danışmanlar grubu oluşturmaya çalışıyor. Yemen Başbakanı Muhammed Salim Basindawa cumartesi günü bir özel sektör konferansında yaptığı açıklamada uluslar arası danışman adayları listesinin bildirildiği resmi bir muhtıra aldığını ve listenin başında Mahathir Muhammed’in bulunduğunu duyurdu. Ayrıca AB’nin de atamalar konusunda benzer karar vereceğini ve Avrupa ülkelerindeki eski başbakanların da yer aldığı ekonomi uzmanlarını atama niyetinde olduğunu da söyledi. AB’nin katılımdaki amacının Yemen’deki kalkınmanın hızlandırılması ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin sağlanması için ekonomiyi canlandırmasında Yemen hükümetine yardım etmek olduğu belirtiliyor.[iii]
            Bunların yanında Yemen ve BM Kalkınma Programı komitesi arasında cumartesi günü Sana’da “Kalkınma için Acil Müdahale” programını imzalanmış, Salı günü ise Yemen’de ulusal ve bağımsız bir insan hakları otoritesi kurulması yönündeki çalışmaları yeniden gözden geçirmişler. Proje, Planlama ve Uluslar arası İşbirliği Bakanlığı, İnsan Hakları Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve danışma komitelerini içerecektir. Ayrıca bu yıl gerçekleşmesi beklenen Ulusal Diyalog Konferansı’nın Sekretaryası da katılacaktır. Proje, KİK(körfez işbirliği örgütü) insiyatifi ve bunun uygulama mekanizmasını düzene koymak için tasarlanmıştır. Program, geçiş dönemi boyunca ekonomik çalışmalar yapmak amacıyla sanayi ve ticaret bakanlığına gerekli desteği sağlayacaktır. Aynı zamanda Yemen gençleri ile temas kurmak ve onları yaklaşan Ulusal Diyalog Konferansına katılmaya teşvik etmek konusunda sorumlu olan İnsan Hakları Bakanlığına da destek vermesi bekleniyor.  Projenin toplam tutarı yaklaşık 8,5 milyon dolardır. Programın Mayıs 2012’de başlaması ve iki yıllık geçiş döneminin sonunda 31 Aralık 2014 tarihinde sona ermesi planlanıyor.[iv]





YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
07.05.2012



Bu hafta Yemen’de meydana gelen olaylardan biri yaklaşan Ulusal Diyalog Konferansı’na (NCD) katılma niyetinde olan devrimci gençlik içersindeki tartışmaların büyümesiydi. Konferansa, Ortak Katılım Partisi (JMP), Genel Halk Kongresi, Güney Hareketi ve yurtdışı kaynaklı muhalefetin katılacağı bildirildi. Yemen hükümeti yaklaşan Ulusal Diyalog Konferansı yönündeki çabaları devam ederken Sana’a Değişim Meydanı’nda Barışçıl Gençlik Devrimi Organizasyon Komitesi tarafından hazırlanan 20 şarttan oluşan bir liste ile karşılaştı. Organizasyon Komitesi, tüm koşullar yerine getirilmedikçe devrimci gençliğin konferansa katılmayacağı yönünde hükümete gözdağı verdi.  Devrik lider Ali Abdullah Salih’in tüm askeri kurumlardan çıkarılması ise konferansa katılmada devrimci gençlik için temel koşuldur. İkinci koşul ise protestocuları öldüren ve bu katilleri destekleyenlerin yargılanması yönünde bir çalışma yapılmasıdır. Üçüncüsü şartları, gençlik hareketi olsun Hutiler ya da Güney Hareketi olsun tüm siyasi tutukluların ve zorla götürülen insanların serbest bırakılmasıdır. Devrimci gençliğin talepleri, devrimci duruşları nedeniyle işten atılan işçilerin tekrar işe alınması ve eski rejim sırasında hükümetin görevlendirdiği kişilerin işten çıkarılmasını da içeriyor. Komitenin bir üyesi olan Abdulhadi El-Azazi ise “ Bu koşullar en kısa sürede ve acilen yerine getirilmelidir” dedi. Ayrıca ordudan ya da sivil, devrime destek veren tüm tutukluların serbest bırakılması, aynı zamanda da yaralıların tedavi altına alınarak, devrimde hayatını kaybedenlerin ailelerinin bakımları karşılanıp, onlara yeterli miktarda tazminat verilmesi gerektiğini de vurguladı. Abdulhadi El-Aziz’e göre ilk Ulusal Diyalog Konferansı’nda Cumhurbaşkanı Abd Rabbu Mansur Hadi’nin Yemen Temsilciler Meclisi ve Şura Konseyini lağvetmelidir. Ayrıca mevcut hükümetin Ulusal diyalog Konferansının bir parçası olmadığını ve konferansın devrimci gençlik ve katılacak olan partiler arasında olduğunu ekledi. 2012 Nisan ayının ortalarında Yemen İnsan Hakları Bakanı  Huria Mashhor, NDC’ye hazırlanmak için Sana’a Değişim Meydanında gençlerle bir araya gelmişti. Ancak bu devrimci gençliği kızdırmıştı. Çünkü Ulusal Birlik Hükümeti kendini NDC(Ulusal Diyalog Konferansı)’nin bir parçası olarak görüyor. Bunun üzerine Değişim Gençlik Devrimi Koordinasyon Konseyi sözcüsü  Abdulnasser Al-Saqqaf  “ Mashour devrimci gençliğini itaat ediyormuş gibi görüyor” demişti. Ona göre eski rejime sadık medya kuruluşları, GPC(Ulusal halk kongresi) gençliğini, Yemen Değişim Meydanı devrimci gençliğinin bir parçası olarak sunmaya çalışıyor, ancak Körfez Girişimi yaklaşan Ulusal Diyalog Konferansına sadece değişim meydanı gençliğinin katılacağını belirtmiştir. Geçen yıl ki devrim boyunca Yemen gençliği 600’den fazla devrimci grup kurmuş ve protestolar düzenlemiştir. 2011 Şubat ayında kurulan Organizasyon Komitesi ise Yemen muhalefet partilerini içermekle birlikte Sana’a Değişim Meydanı’nda protestolar düzenlemek amacıyla kurulmuştur. Bunlarla birlikte Yemen Devrimi Yüksek Koordinasyon Kurulu (SCCYR), Değişim Gençlik Devrimi Koordinasyon Konseyi(Nasr), Sivil Gençlik Devrimi Koalisyonu (CCYR) ve El-Sumood Gençlik Koalisyonu gibi etkili gençlik grupları da vardır. Bazı koalisyonlar ise devrimci bir aktivist ve 2011 Nobel Barış Ödülü sahibi Tevekkül Karman’ın önderlik ettiği Devrim Konseyi Hazırlık Komitesi gibi birleşik bir pan-gençlik koalisyonu kurmaya çalışmaktadır. Gençlik koalisyonlarının çoğu, adalet ve eşitliğe dayalı yeni bir hükümet kurulması için barışçıl bir değişim ve zulüm ve yolsuzluğun ortadan kaldırılmasını talep ediyor.[i]
            Bunların yanı sıra Avrupa Parlamentosu insan hakları alt komitesi de heyeti hafta içersinde Yemen’deki tüm siyasi tutukluların KİK-Geçiş Anlaşmasına uygun olarak serbest bırakılması çağrısında bulundu. Yemen ziyareti sırasında açıklamayı yapan heyet, siyasi suçluların serbest bırakılmasını tam anlamıyla bir ulusal diyalogun gerçekleşmesini sağlayacak atmosferin oluşmasında önemli bir adım olarak görüyor. Ziyaret boyunca Avrupa Parlamentosu heyeti, hükümet yetkilileri ve parlamento üyeleri, BM genel sekreterinin özel danışmanı, siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve Sana’a değişim meydanı gençleri ile görüştü. Ayrıca insan hakları ihlallerine tanıklık edenleri dinleyip, Sana’a merkez hapishanesini de ziyaret ederek ölüm cezasına çarptırılan gençlerle görüştüler. Ayrıca heyet hükümete gençlik gruplarının da ulusal diyaloga dahil edilmesi ve iyi niyetin bir göstergesi olarak onların da taleplerinin dikkate alınması çağrısında bulundu.[ii]
            Ayrıca ülkede içersinde yine El-Kaide kaynaklı saldırılar ve çatışmalar görüldü. Askeri yetkililer hafta içersinde Yemen’in güney şehri Abyan’da Yemen ordusunun gerçekleştirdiği füze saldırısının ardından 15 İslamcı militanın öldürüldüğünü duyurdu. Askeri raporlara göre ABD insansız hava araçları, El-Kaide’nin bir kolu olan Ensar El-Şeria’nın kontrolünde bulunan Jaar şehrindeki kamplarını hedef aldı. Halktan gelen tepkilere rağmen Yemen hükümeti topraklarından El-Kaide’nin çıkarılması için ABD müdahalesine izin veriyor.[iii]
            Pazar günü yapılan bir açıklamaya göre ise Ensar El-Şeria liderlerinden biri olan Fahd El Quso Yemen’in doğu ili Şabwa’da başlatılan hava saldırıları sonrasında öldürüldü. ABD’nin Yemen Büyükelçiliği de haberi doğrulayarak El-Quso Arap Yarımadası’nda önemli bir figür haline geldiğinden beri alınan önemli bir zafer olduğunu belirtti. El-Quso 17 Amerikan askerinin öldürülmesi olayına karıştığı için 2007’de tahliye olmadan önce 5 yıl Yemen hapishanesinde tutulmuştu.[iv]
            Geçen yılki halk ayaklanmasından beri ülke içersindeki huzursuzluk ve karmaşadan yararlanan El-Kaide giderek bölgeye yerleşiyor. Ayrıca bölge güvenliğine ve Yemen’in bir petrol devi olma yolundaki gelişimine de tehdit oluşturmaktadır. Hafta içerisinde yine Yemen’in güney ili Hadramut’un Seyour kasabasında El-Kaide’nin düzenlediğinden şüphelenilen saldırıda bir Yemen askeri ölürken, Total Yemen için çalışan uzman ve Yemenli bir yetkili yaralandı. Total Yemen’in açıklamalarına göre bir grup silahlı adam Total Yemen personelini taşıyan araca ateş açtı.[v]
            Bunların yanı sıra hafta içersinde Yemen’in uluslar arası ticarete entegre olma yönünde önemli adımlar attığı da görülmektedir. Yemen’in Dünya Ticaret örgütüne katılım müzakerelerinin ilk adımı Cuma günü Cenevre’de tamamlandı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Saad El İbn Talib ise çeşitli konularda diğer kuruluşlarla temaslarda bulunmuş,  Yemen’in DTÖ’ye katılım belgelerini onaylamak üzere örgütün 2012 Genel Kurul Başkanı olan Elin Johansen ile görüşmüştür. ABD büyükelçisi Michael Punke ise Yemen’in DTÖ’ye katılımını desteklediklerini bildirmiştir.[vi]



YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
30.04.2012



            El-Karama İnsan Hakları Örgütü temsilcisi Abdulvahab El-Humaikani, San’a, Hadramut, Aden ve Abyan’dan gelen İslamcı din adamları, insan hakları, gençlik aktivistleri ve mahkûmların yakınları tarafından sağlanan uzlaşı sonrasında örgüt esirlerin serbest bırakıldığını söyledi. Örgüt ve hükümet arasındaki arabuluculuk ekibi üyesi Muhammed El-Ahmedi’ye göre kaçırılan her 73 asker için 10,000 Yemen Rublesi verildi. Kaçırılan askerler yaklaşık iki aydır örgütün elindeydi. Yemen’in Abyan ilinde Zinjibar ve Jaar’ı kontrol altına alan El-kaide ile bağlantılı Ensar El-Şeria örgütü, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, eğer hükümet Yemen siyasi ve ulusal güvenlik cezaevlerinde tutuklu bulunan militanları serbest bırakmazsa, ellerindeki 73 asker ve subaydan her hafta 10’unu 30 Nisan Pazartesi günü başlamak üzere öldüreceklerini bildirmişti. Güney Yemen askeri kaynakları ise Ensar El-Şeria açıklamalarının örgüt aleyhine Zinjibar’da başlatılan askeri kampanyadan vazgeçirmeyi amaçladığını iddia etti. Ensar El-şeria ise yaptığı açıklamada “ Yemen hükümeti kaçırılan asker ve subayları umursamadığı için onlara İslam hukukuna göre muamele edilecektir. Şeraite göre tutuklular öldürülebilir, köle edilebilir, fidye talep edilebilir ya da serbest bırakılabilir. Bu nedenle 73 askerin hepsi öldürülecektir” demişti. Ancak Yemen askerlerinin bırakılmasına karşılık Örgüt üyelerinin serbest bırakılması taleplerini Yemen hükümeti yanıt vermemişti. Ensar El-şeria 4 Mart’ta Batı Zinjibar’ın Dofas bölgesinde 70 asker ve subayı kaçırırken, gerçekleşen kanlı çatışmalar sırasında yaklaşık 150 Yemen askeri öldürülmüştü. Kaçırılan ve öldürülen askerler Abyan Güney Askeri Bölgesindeki 39. Zırhlı Tugayı ve 119. Piyade Tugayındandı. Ensar El-şeria kaynaklarına göre örgüt, askerleri öldürmeye Abyan’a en uzak yerlerden gelen askerlerden başlayacak ve daha yakından gelen askerleri, akrabaları Ensar el-şeria ile savaşmak amacıyla kurulan yerel halk savunma komiteleri ve yerel halk gruplarına katılmayacakları garanti altına alınana kadar ellerinde tutacaklardı. [i]
            Ordu güçleri ise Abyan’da daha önce örgüt tarafından işgal edilmiş olan postane, gençlik ve spor dairesi gibi devlet dairelerini kontrolleri altına aldıklarını iddia etmişyi. Ensar el-şeria ise Salı günü yaptığı bir açıklamada bunu inkâr ederken, Zinjibar’daki devlet dairelerinin kontrolleri altında oluğunu gösteren fotoğrafları yayınlayarak hükümete meydan okumuştu.
            HOOD olarak bilinen hakları ve özgürlükleri koruma ulusal örgütü ise Ensar el-şeria’ya askerleri serbest bırakma çağrısında bulunmuş,( IRAF) İnsani Gelişme Teşkilatı ise Yemen hükümeti ve Savunma Bakanlığını askerlerin güvenliğini sağlamak için gerekli tedbirleri almaya çağırmıştı.
            Ensar el-şeria, askerlerin yanı sıra Suudi diplomat ve İsviçreli bir kadın öğretmeni de kaçırmıştır. Örgüt Suudi ve İsviçre hükümetlerinden fidyeye ek olarak tutuklu militanların serbest bırakılmasını da talep etmektedir. Rehin tutulan Suudi diplomat Abdullah El-Khaledi ve İsviçreli bayan öğretmen Sylvia Abrahat’ın serbest bırakılması için örgüt ve aşiret şeyhleri arasında yapılan müzakerelerin Yemen Hava Kuvvetleri tarafından Salı günü gerçekleştirilen hava saldırıları sonucu başarısız olduğu söylenmişti. [ii]
            Bununla birlikte Ensar El-şeria örgütünden 10’a yakın terörist militan Abyan’ın Lawdar semtinde bazı aşiret üyeleri tarafından kurulan pusuda öldürüldü. Yemen savunma bakanlığı ise hafta içersinde Abyan’ın Zinjibar bölgesinde El-kaideye karşı saldırılara başladığını duyurmuştu. 2011 Mayısından beri El-kaideye bağlı Ensar el-şeria örgütünün elinde bulunan Zinjibar’da devlet otoritesinin eksikliği ve güvenlik açığından faydalanarak varlığını sürdürmektedir.[iii]
            Bunların yanı sıra saldırılar gerçekleştiği sırada Cumhurbaşkanı Hadi ve FBI Başkanı Robert Mueller arasında bir görüşme gerçekleştirilmesi ABD’nin El-Kaide’ye karşı ülkedeki etkisini artırma girişimi olarak algılanıyor. Görüşmede Yemen’in bazı illerinde özellikle de Abyan’da El-kaide’ye karşı iki ülke arasındaki ortak çabaların güçlendirilmesi kararlaştırıldı. Mueller özellikle ABD’nin Yemen’i desteklemeye devam edeceğini, ülkede istikrarın sağlanması için uluslararası toplumla birlikte yardımda bulunulacağını vurguladı.[iv]



YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
23.04.2012



 Yemen’de 2003 sonrasında şiddetlenen mezhep çatışmaları ateşkesten sonra tekrar kendini hissettiriyor. Şii Zeydi mezhebine bağlı Huti aşiretinden silahlı adamlar ve Sa’ada’nın Dammaj bölgesindeki Dar El-Hadis Selefi okulundan dört öğrenci arasında cumartesi gerçekleşen çatışmada 10 kişi öldü iki kişi ise yaralandı. Dar El-Hadis’ten önemli bir Selefi liderine göre 4 öğrenci Sa’ada’nın Rahban bölgesinde, Sa’ada Valisi Faris Mana’nın evinden yaklaşık 500 metre uzakta, Hutilere ait kontrol noktasında silahlı adamlar tarafından durduruldu. Dört öğrencinin Sa’ada’ya, Dammajlı bir kızla yakın zamanda evlenen Dar El-Hadis öğrencilerinden Abdulnur Baidani’nin dahil olduğu evlilik sözleşmesini imzalamak üzere gittiklerini ve Huti silahlı adamların öğrencileri durdurup silahlarını almak istediklerini, ancak öğrencilerin silahlarını vermemesi üzerine onları vurduklarını söyledi. Ayrıca vurulan öğrencilerin Şeyh Shmait’in evine kaçtıklarını ancak kimsenin onlara yardım etmediğini belirtti.
            Ayrıca Selefi lider, “ Şeyh Hüseyin El-Ahmar’ın önderliğini yaptığı Selefi-Huti ateşkes anlaşmasına göre hiç kimse nerede olursa olsun Dar El-Hadis öğrencilerini durduramaz, kontrol edemez, onları rahatsız edemez ya da silahlarını alamaz” dedi ve Hutileri ateşkes anlaşmasını bozmakla suçladı. Selefi lider ayrıca Şeyhler problemi Yemen aşiret geleneklerine göre çözeceklerini, geleneklerine göre her iki taraf da problem çözülene kadar silahlarını iyi niyet işareti olarak Şeyhlere gönderecek ve problem çözüldükten sonra silahlar geri verileceğini söyledi.
            Huti aşiretinin lideri Şeyh Salih Habra ise Sa’ada’daki Rahban bölgesini koruyan 4 adamlarının öldüğünü ve ikisinin de yaralandığını söylemekle birlikte Dammaj’daki Selefileri çatışmaları kışkırtmakla suçladı. Şeyh Hüseyin El-Ahmar’ın önderliğini yaptığı anlaşmanın şartlarına uyduklarını ancak bazı Selefilerin hala onları çatışmaların içine çekmeye çalıştığını iddia etti. Hutilerin sözcüsü Muhammed Abdülselam, Selefiler Sa’ada’da çatışma çıkarana kadar Hutiler ile diğer mezhep grupları arasında çatışma olmadığını söyledi.
            Dar El-Hadis okulunun Selefi liderlerinden biri Sa’ada’daki durumun Hutilerin Selefilere duyduğu kin ve Şii görüşlerini politik emelleri için kullanma isteğinin bir sonucu olduğunu ifade etti.
            Çatışmalara konu olan Yemen’deki en büyük Selefi Okulu olarak bilinen Dar El-Hadis Kuran Okulu, Selefi dini lideri Maqbel El-Wedie tarafından 1980’lerde kurulmuştur. Şu anda yöneticiliğini Şeyh Yahya El-Hajoori yapmaktadır. Okulda farklı milletlerden 7.000 öğrenci bulunmaktadır.
            2011 Kasımı’nda tekrar başlayan ve Aralık’ın sonuna kadar devam eden mezhep savaşları Güney Sa’ada’da Amranlı etkili bir aşiret lideri olan Şeyh Hüseyin El-Ahmar aracılığıyla imzalan ateşkes anlaşması ile durdurulmuştu. O tarihten beri Yemen’in Sa’ada ilinde Huti ve Dammajlı Selefi liderleri birbirlerini mezhep çatışmalarını kışkırtmakla suçluyorlar.
            Yemen’de Huti mezhebinin Şii Zeydi mezhebiyle ilişkili olduğu biliniyor. Eski liderleri Hüseyin El-Huti 2004’te Hutiler ileYemen ordusu arasındaki savaşta ölmüştü. 2010 yılında savaş bitene kadar Hutilerle Yemen ordusu arasında altı savaş yaşandı. Hutiler Dar El-Hadis liderlerini yemen gençlik devrimine karşı olmakla suçluyorlar.
           Yemen’de mezhepsel çatışmalar 2003’ten beri devam etmektedir.2011’de Sünni selefiler ve Şii Hutiler arasında gerçekleşen ateşkesle birlikte çatışmalar azalmış gibi görünse de Yemen’deki mezhepler arası güç mücadelesi durulacak gibi görünmüyor.[i]


[i] http://www.yementimes.com/en/1566/news/745/Houthi-Salafi-confrontations-renewed-in-Sa%E2%80%99ada.htm

YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
16.04.2012


            El-kaide’ye bağlı Ensar El-Şeria örgütü Çarşamba sabahı saldırılara tekrar başladı. Geçen Pazartesi ordu güçleri, halk savunma komitesi ve yerel gruplar ile Ensar El-Şeria arasında yaşanan her iki taraftan da 90 kişinin öldüğü çatışmalar sonrasında Ensar El-Şeria Lawdar şehrinden atılmıştı. Ancak yeniden başlayan çatışmalar sonrasında bölgede alarm durumu ilan edildi. Ensar El-Şeria, geçen Perşembe saldırılardan korunmak için çekilmek zorunda kaldığı El-Ain bölgesi yakınında güneydoğudan başlayarak Lawdar’ı sürekli olarak bombalamaya devam etti. Yetkililer Yemen savaş uçaklarının El Ain bölgesi üzerinde büyük bir saldırı başlattığını bildirdi. Yemen ordusunun 111 Tugayı ve Lawdar ilçesinin aşiret liderleri arasındaki yakın koordinasyon Abyan’ın Lawdar kasabasından militanları çıkarmak için imkân sağlamıştır. Şiddetli çatışmalar ülke genelinde pazartesinden beri görülmektedir. Abyanlı gazeteci Cemal Hüseyin 100’ün üzerinde Ensar El Şeria militanının öldürüldüğünü ya da yaralandığını ve bunların arasında örgütün iki lideri Ali Ömer ve Halid Muhammed El Hanashi’nin de olduğunu söyledi. Ayrıca ordu ve halk komitelerinin en az 40 casusu yakaladıklarını belirtti. Militanlar geri püskürtüldükten sonra Lawdar ilçesinin çoğu kısmının kontrolü ele geçirildi. Yemen güvenlik kaynakları ise militanların kötü hava şartlarından faydalanıp hafif ve orta silahlarla bir saldırı yapmayı başardıklarını söyledi. El kaide savaşçıları ise pazartesi günü Lawdar’ı geri almak için düzenledikleri saldırıda 50’den fazla halk komitelerinden paralı askerin öldürüldüğünü söyledi. Ayrıca 4 militanın öldüğünü 16’sının yaralandığını ve çok miktarda ağır ve hafif silah, üç makineli tüfek ve 2 araç ele geçirdiklerini ve 111 Tugayının bazı mevziilerinin kontrolünü aldıklarını iddia ettiler.[i] Bununla birlikte Yemen’in terörle mücadele birimi (CTU), Ensar El Şeria Abyan’da kontrolü ele geçirdiğinden beri örgütle mücadele için ilk kez şehre gitti. Geçen cumartesi Vali Cemal El Aqel ile birlikte 200 terörle mücadele askeri gönderilmişti. Geçtiğimiz Salı ise Cumhurbaşkanı Hadi Savunma Bakanına, Yemen’in güney ve doğu illeri Abyan, Shabwa ve Lahj’a örgüte karşı büyük çaplı saldırılar düzenlenmesi için takviye birlikler gönderilmesi emrini vermişti. Bu birlikler merkez güvenlik kuvvetleri ve cumhuriyet muhafızlarından oluşuyordu. Ayrıca ABD ve Birleşik Krallık’tan askeri ve mali yardım alan terörle mücadele birimi hala eski cumhurbaşkanının yakınları tarafından yönetiliyor. Salih’in yakınları terörle mücadele birimini 2011 Şubatında Salih rejimine karşı başlatılan halk ayaklanmasının başlangıcında Abyan, Hadramut ve Marib’den başkent Sana’ya geri çekmişti. Yemenli araştırmacı Dr. Said El Jemhi ise yeni rejimin terörle mücadelede daha ciddi olduğunu ve bu iyi eğitilmiş birliğin El-Kaide militanlarını kolayca yenilgiye uğratacağını söyledi.[ii]

            Bunun yanında ülke içersinde hafta içinde Cumhurbaşkanı Hadi’nin vali değişikliklerine tepkiler görülmüştür. Başkanlığını Fahad Dahshoosh’un yaptığı Genel Halk Kongresine bağlı silahlı aşiret üyeleri Hajjah şehrinde Cumhurbaşkanı Hadi’nin yeni Hajjah Valisi olarak Ali El Qaisi’yi atamasını protesto etmek için geçen Salı bir kuşatma başlatmıştı. Silahlı aşiret üyeleri ve merkez güvenlik güçleri arasında Salı günü başlayan çatışmalarda iki asker yaralandı. Ortak muhalefet bloğu lideri Ahmet El Arami ise Dashoosh destekçilerinin Cumhurbaşkanı Hadi’nin kararından dolayı kızgın olduklarını söyledi.[iii]



[i] http://www.yementimes.com/en/1563/news/697/Renewed-clashes-over-Lawdar.htm

[ii] http://www.yementimes.com/en/1564/news/714/Yemen%E2%80%99s-counter-terrorism-unit-to-fight-Ansar-Al-Sharia.htm
[iii] http://www.yementimes.com/en/1563/news/698/Armed-tribesmen-impose-siege-on-government-compound-in-Hajjah.htm


YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
09.04.2012 

            

El Kaide militanları Abyan ve Lahj arasında yer alan El-Harur bölgesinde Faysal Recep komutasındaki 119. Tugay mevziine saldırı düzenledi. Recep daha önce Salih rejimine karşı muhalefette yer almıştı. Lahj’da bir yerel gazeteci olan Ahmet el Amodi, saldırıda El-Kaide militanlarının hafif silah ve makineli tüfek kullandıklarını söyledi. Ensar El-Şeria grubu eylemcileri Cumartesi günü yaptığı bir açıklamada 30 askeri öldürdüklerini bildirdiler. Ensar El-Şeria medya ofisi, örgütün Cumartesi günü El-Haroor ordu mevziilerini ele geçirdiğini de doğruladı. Bu alan, Abyan Valiliğindeki Jaar’ı, Batais ve El-Malah’a bağlayan yol üzerinde bulunan bir askeri üssü de içeriyordu. Olaydan sonra, bölgeye güvenlik güçleri takviye edildi. Lahj valisi Ahmet El-Mecid, Cumartesi günü El-Kaide militanlarının El-Harur bölgesine saldırdığını, ancak ordu mevziinin ele geçirilmediğini, ordu güçlerinin silahlı militanları bölgeden atmayı başardığını söyledi. Ayrıca Lahj’ın giderek artan güvensizliğe tanıklık ettiğini bunun da Ensar El-Şeria’nın şehri almak için düzenlediği girişimlere olanak sağladığına işaret etti. İçişleri Bakanlığı ise Perşembe gecesi örgütün, Aden’in Khor Maksar ilçesinde bulunan Badar askeri hava üssüne havan topları ile ateş açtığını bildirdi. El-kaide ve Ensar El-Şeria, askeri üsleri hedef alan saldırılarını giderek artırırken, Güney Yemen valiliği Aden’in güvenlik durumu hızla kötüye gidiyor. Bunun yanında Yemen ordusundan yetmiş üç asker hâlâ Abyan'da Ensar El-Şeria tarafından rehin tutuluyor. Askerler Mart ayı başlarında ordu ile El-Kaide militanları arasındaki şiddetli çatışmalar sırasında kaçırılmıştı. Örgüt hükümetten, siyasi ve ulusal güvenlik hapishanelerinde tutulan 600 El-Kaide tutuklusunun serbest bırakılmasını istemektedir. Ancak isteklerini görüşmek üzere herhangi bir yanıt verilmedi. Ensar El-şeria’nın tutuklular ve müzakereler memuru Ali Abdullah, hükümetin esir askerlerin serbest bırakılması için onlarla temasa geçmediğini söyledi. Ali Abdullah ”eğer askerler Amerikan olsaydı, Yemen hükümeti ABD tarafından El-kaide askerlerinin serbest bırakılması için talimat alırdı. Eğer Yemen hükümeti askerlerinin hayatını önemsiyorsa, bizim tutuklularımızı serbest bırakmalı” dedi. Ayrıca Şabva ilinin El Seyid bölgesindeki petrol boru hattını 3 Nisan’da Ensar El şeria’nın sabote ettiğini de kabul etti.[i]

Bunların yanı sıra ülke içersinde istikrarın yeniden oluşturulması çabaları devam ediyor. Eski lider Abdullah Salih zamanında görev yapan devlet adamları halkın yoğun protestoları sonrasında görevden alınmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Hadi tarafından cumhuriyet kararnameleri ile devlet kurumlarından bazı devlet adamları son birkaç gün içinde görevden alındı. Sana Üniversitesinin rektörü Halid El Tumim öğrenciler tarafından düzenlenen protestolar sonrasında cumartesi günü istifa etti. Sana Üniversitesi kaynakları, El-Tumim’in yükseköğretim başkanı Yahya Al-Shuaibi’ye istifa mektubunu sunduğunu bildirdi. Yardımcısı Ahmet Basurda ise rektör vekili olarak atandı. Sana Üniversitesi, El-tumim’in ayrılması çağrılarının yanı sıra, yolsuzluğa karıştıkları iddiaları nedeniyle diğer üst düzey yöneticilerinde istifa etmesi için yapılan protestolara tanıklık etmiştir. Öğrenciler rektörün istifası üzerine duydukları memnuniyeti ifade ettiler, ancak protestolar hala devam ediyor. Sana Üniversitesi öğrencileri protestoların El Tumim yolsuzluk iddialarından ve üniversiteyi bir yatırım şirketi haline getirmesi suçlarından yargılanana kadar devam edeceğini ifade etti. Bu arada Dhamar üniversitesi öğrencileri de yolsuzluğa karıştığı iddia edilen rektör Dr. Ahmet El-Hadrani’nin görevden alınması için başlattıkları protestolarına iki haftadır devam ediyorlar. Bunun yanında devlet kurumlarında da bazı değişikliklere gidildi. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Hadi Abdurrahman Bagas’ı bir kararname ile El Thawra devlet basın ve yayın kuruluşunun müdürü olarak atamıştı. Perşembe günü ise Yüksek Yargı Konseyi’nin yeniden yapılandırılmasını öngören cumhurbaşkanlığı kararnamesini ilan etti. YYK’nin yeni başkanı atanırken, yönetim kurulunun da iki üyesi değiştirildi. Eski Yüksek Yargı Konseyi başkanı Muhammed El-Emin görevden alınması için yapılan protestolardan sonra geçen hafta başında istifa etmişti. Yargı üzerine protestolar son birkaç gün içersinde yargı sistemini felç edecek şekilde grev halini almış, ülkedeki mahkeme oturumları askıya alınmıştı. Protestolar sonucu atanan diğer bir kişi Yasser Al-Harazi, Yemen Ekonomik İşbirliği Kurumunun yeni genel müdürü olarak atandı. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Hadi ordu içersinde de köklü değişikliklere giderek eski lider Salih ile yakınlığı bilinen kişileri görevden aldı. Cuma günü üç askeri lider ve 4 valiyi değiştirdiğini duyurdu. Eski lider Abdullah Salih’in üvey kardeşi ve 22 yıldır aynı mevkide Hava Kuvvetleri lideri olan Ali Abdullah Salih hava kuvvetleri personelinin 3 aylık grevinden sonra istifasını sunmuştu. Bunun üzerine General Naser Ali El-Raşid yeni Hava Kuvvetleri lideri olarak atandı. Ali Abdullah Salih’in kuzeni Tuğgeneral Tarık Muhammed Abdullah Salih ise cumhurbaşkanlığı komutanlığından Hadramut’taki 37. Zırhlı Tugay Birliğinin başına gönderildi. Cumhurbaşkanı Hadi orduda ve valiliklerdeki Abdullah Salih rejimiyle yakınlığı bilinen isimleri görevlerinden alması Yemen ordusunun profesyonel ve ulusal standartlara göre yeniden yapılandırılmasını öngören KİK İktidar Değişim anlaşmasının uygulanması olarak yorumlanıyor.[ii]



[i] http://www.yementimes.com/en/1561/news/674/Ansar-Al-Sharia-attacks-military-airbase-in-Aden.htm
[ii] http://www.yementimes.com/en/1561/news/680/Fundamental-changes-in-the-Yemeni-army.htm


YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
02.04.2012 
                                
            Yemen’de bu hafta gündemde olan olaylardan biri Abrah’da yaşanan çatışmalardı. Yerel kaynaklar, Çarşamba günü çatışmaların, Sana’nın 30 km kuzeyinde bulunan Abrah’da yeniden ortaya çıktığını bildirdi. İki kabile üyesi ölürken birçok kişi de yaralandı. Çatışmalar, Cumhuriyet Muhafız askerlerinin kamplarından sürpriz bir bombardımanla, 2011 Mayıs’ından bu yana ordu güçleriyle savaşan ve eski Salih rejimine karşı devrimi savunan muhalefet kabilesini vurması ile başladı. Savunma Hakları ve Özgürlük Ulusal Örgütüne göre 2011 Mayısı ve 2012 Şubatı arasında kadınlar, çocuklar da dâhil 150’in üzerinde kişi hayatını kaybetti. 2011 Mayısı ile Mart ayının sonları arasında evlerine dönen yurdundan edilmiş Abrah halkı, mücadelenin yeniden başlaması ile bölgeden yeniden kaçmaya başlayabilir. Çatışmalar, geçen yıl 23 Kasım da eski lider Salih’in KİK iktidar değişimi anlaşmasını imzalaması ile büyük ölçüde azalmıştı. Ancak Kasım’dan bu aya kadar aralıklı olarak devam etti. Kasım ve Mayıs ayları arasında Ahrab üzerinde uçuş yapan savaş uçakları bu günlerde tekrar Ahrab üzerinde görülmeye başladılar. Yerel muhalefet kabilesi ile çatışmaya giren Cumhuriyet Muhafız Kuvvetleri, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Salih’in oğlu Ahmet Ali Salih tarafından komuta edilmeye devam ediyor. KİK girişimi Yemen ordusunun ulusal ve profesyonel standartlara göre yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. Ancak gerekli eylemler Cumhurbaşkanı Hadi yönetiminde bir aydan uzun süredir yerine getirilmedi. Islah partisi milletvekili Muhammed El Hazmi bir röportajında, geçen Şubat ayına kadar eski lider Abdullah Salih’in yardımcısı olan yeni Cumhurbaşkanı Hadi üzerinde etki kurmak istediğini belirtmişti. Ayrıca JMP(Ortak Muhalefet Bloğu) muhalefet koalisyonu bu hafta ordunun yeniden yapılanmasını ve Hadi’nin tam kontrolü altında olmasını talep etti. Aksi takdirde yaklaşan ulusal diyalogda yer almayacaklarını bildirdiler.[i] 

            Bunların yanında orduda eski lider Salih’den arta kalanların çıkardığı huzursuzluk bunlarla sınırlı değildir. Hava kuvvetleri protestocularının Cumhurbaşkanı Hadi’nin evinin yanında başlattıkları oturma eyleminin bitmesinden sonra, hala cumhurbaşkanının, Hava Kuvvetleri lideri Muhammed Salih El Ahmar’ı görevden alma sözünü yerine getirmesini bekliyorlar. Devrik lider Abdullah Salih’in üvey kardeşi Salih El Ahmar, aylardır süren protestolara rağmen bulunduğu mevkii terk etmeyi reddediyor. Cumhurbaşkanı Hadi protestocuların talepleriyle ilgileneceğini ve 15 gün içerisinde onlarla görüşeceğine söz vermişti. Hava Kuvvetleri askerlerinden Bilal El Sohambi ise oturma eylemini Cumhurbaşkanı Hadi’nin sözünden dolayı sona erdirdiklerini, ayrıca evinin önünde eylem yaparak cumhurbaşkanına sorun çıkarmak istemediklerini ve eğer Hadi onların taleplerine olumlu cevap vermeseydi eylemlerine devam edeceklerini söyledi. Ayrıca eylemlerini bitirdiklerini ancak Salih El Ahmar görevi bırakana kadar greve devam edeceklerini bildirdi. Binbaşı Sadık El Muradi ise El Ahmar’ın istifa edeceği yönünde göstergeler olduğunu açıkladı. Ayrıca, protestocuların Hadi’nin güvenlik nedeniyle alanı terk etmelerini istemesi üzerine çadırlarını kaldırıp terk ettiklerini ve asla mücadelelerinden vazgeçmediklerini, sadece devrime 15 günlük mola verdiklerini belirtti. Eğer El Ahmar istifa etmezse daha güçlü döneceklerini ve daha başka baskı şekillerini kullanacaklarını söyledi.[ii] 

            Seçimlerden sonrasında ülke içersindeki kaos bitmiş gibi görünse de hala olaylar durulmuş gibi görünmüyor. Hafta içersinde Taiz ve Ibb 3000 kişi başkent Sana’ya protesto gösterisi için geldiler. Binlerce kişi 18 Mart Pazar günü Ibb şehrinin El Eryani kabilesinden 5 kişinin öldürülmesinden sorumlu olanların yargılanmasını talep etmek üzere Cumhurbaşkanı Hadi’nin evinin önünde toplandılar. Protestocular beş kişinin cesedini öldürüldüğü gün Cumhurbaşkanı Hadi’nin evinin önüne getirmişler. Fakat daha sonra El Tavra hastanesinin morguna götürmüşlerdi. Çatışma başkent Sana’nın en lüks bölgelerinden biri olan İran Caddesi'nde bulunan 4.400 metrekare bir arazi üzerinde meydana gelmişti. Arazi, eski lider Abdullah Salih’in siyasi danışmanlığını yapmış olan Abdulkerim El Eryani’nin Ibb’den bir akrabası Bilal Abdullah Al-Eryani’ye aittir. Görgü tanıkları bu araziye 18 Mart Pazar günü merkez ordu güçlerinin, İçişleri Bakan yardımcısı General Abdullah El Kavsi’nin yönetiminde olan 20 ordu aracı ile 5 kişinin ölümüne ve 10 kişinin de yaralanmasına neden olan baskını gerçekleştirdiğini anlattı. El Eryani’nin memleketi Ibb’den gelen protestocular, 5 işçinin katillerinin nerede olduğunu öğrenmek için Sana’da toplanmışlardır. Yemen merkez bölgesinden bir aşiret lideri ve kabilelerin ittifak şefi Şeyh Nasır El Şahir, Cumhurbaşkanı Hadi’nin katilleri cezalandırmak için Salı günü kendilerine söz verdiğini; ancak söz verdiği gün gelmesine rağmen herhangi bir şey yapılmadığını ve hala Hadi’nin verdiği sözü yerine getirmesini beklediklerini söyledi. Şeyh Şahiri ve ölen işçilerin aileleri İçişleri Bakan Yardımcısı Fadıl El Gawsi’yi kardeşi Thu Yazan tarafından yönetilen askeri araçlar ve silahlı kabile elemanlarını göndermekle itham ediyorlar. [iii]

            Bununla birlikte ülke yeni hükümetin, ulusal diyaloga gidiş sürecince vilayetler ve sorunlarıyla ilgilenmek için adımlar attığı görülüyor. Sa’da ilinin Valisi Faris Mana, hükümet heyeti ve Valilik yetkilileri arasında yapılan toplantıların sonuçlarının yapıcı olduğunu söyledi.  Ayrıca valiliğin, geçici hükümetin Sa’da ’ya yönelik anayasal ve yasal sorumluluklarını kabul etmesi şartıyla yaklaşan ulusal diyaloga katılacağını belirtti. Mana, vilayetin ekonomik, sosyal, güvenlik ve kalkınma koşulları da dâhil bazı sorumluluklarını anlatırken geçici hükümetten valiliğe karşı Ekonomi ve Eğitim Bakanlıkları tarafından gerçekleştirilen yasadışı uygulamaları sona erdirmesini istedi. Ayrıca toplantıların uzlaşma ile sonuçlandığına ve heyetin Sa’da daki genel durumu incelediğine işaret etti. Bir Huti medya kaynağı, heyetin sa’da ‘daki son durumu ve şehrin problemlerini incelemek ve problemleri çözmek için Sa’da ‘yı ziyaret ettiğini belirtti. Komite Vakıflar ve Rehberlik Bakanları, Devlet Bakanı Hassan Sharaf Al-Din, Şura Konseyi üyesi Ali El-Qaisi, parlamento üyeleri Ahmat El Kuhlani, Abdulkerim Jadban ve Savunma Bakanlığı Operasyonlar Müdürü Muhammed El Sufi gibi isimlerden oluşuyordu. Hutilerin Siyaset Konseyi Başkanı Salih Habrah, görüşmelerin olumlu sonuçlandığını ve komitenin Sada’nın yeniden inşa edilmesi ve şehre petrol sağlanması için söz verdiğini belirterek, çatışmaların sonuçlarına ve verilen sözlerin gerçeğe dönüştürülmesi meselesine işaret etti.

            Bu gelişmelerin yanında El-Kaide, Yemen içersinde etkinliğini artırmaya devam ediyor. Yerel kaynaklar El-Kaide’ye bağlı Ensar El Şeria örgütünün Yemen’in güneydoğusunda bulunan Sabwa şehrinin ilçesi El Rudum’u Cuma günü kontrolü altına aldığını bildirdi. İlçe 6680 km yüzölçümü, 23,000 nüfusa ve Arap Denizi boyunca 220 km sahil şeridine sahiptir. Burada Yemen'in en büyük sıvı doğal gaz tesisi işletiliyor ve Balhaf kentinde dünya pazarına gaz ihraç ediliyor. İlçe vatandaşları grubun faaliyetlerine meydanlarda halka dini konuşmalar yapması şeklinde başladığını söylemişlerdir. Örgüt faaliyetlerine güvenlik güçleri konumlarını terk ettikten sonra geliştirmişti. Silahlı militanlar 2011 Haziran ayı başlarında örgütün ele geçirdiği, El Rudum’un 30km kuzeydoğusunda bulunan Azzran’dan gelmişlerdi. Geleneksel muhalefeti içeren Ortak Muhalefet Bloğu ise devrik lider Abdullah Salih’i ve kasabaları işgal etmek için danışıklı oynadığı silahlı müttefiklerini sorumlu tutarak, iktidar değişim anlaşmasını sabote etmekle suçlamıştır.




[i] http://www.yementimes.com/en/1559/news/641/Fighting-again-breaks-out-in-Arhab.htm
[ii] http://www.yementimes.com/en/1559/news/644/Sit-in-concluded-Air-Force-protesters-still-await-change.htm
[iii] http://www.yementimes.com/en/1558/news/622/Protesters-bring-bodies-of-murdered-men-to-president%E2%80%99s-house.htm



YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
26.03.2012


Üst düzey istihbarat subayı El-Kaide militanları tarafından katledildi


                Yemen’de bir güvenlik yetkilisi, Devlet Güvenlik Kurumu için El-Rayan havaalanında çalışan istihbarat subayının, Hadramut ilinin merkezi Mukalla’da Çarşamba günü evine giderken El-Kaide militanları tarafından kaçırıldığını bildirdi. Subayı öldürüldükten sonra, güvenlik güçleri ile El-kaide militanları arasında çıkan çatışmada 29’un üzerinde militan öldürüldü. Abyan’ın merkezi Zinjubar çevresindeki El-Kaide mevkiilerine açılan borbardıman 24 saat sonra sona erdi. El-kaide son zamanlarda güvenlik memurlarını hedef alan çeşitli operasyonlar başlattı. Geçen hafta yine bir güvenlik memuruna ait bir araca bomba yerleştirilmişti. Güvenlik memuru bombayı fark edince bomba imha uzmanları çağırılmış ve böylece saldırı engellenmişti. Ancak uzmanlara dönüş yolunda düzenlenen saldırıda 1 uzman hayatını kaybederken, 3 kişi ise yaralanmıştı[1] 

El-Kaide yeni Yemen hükümetinden daha hızlı hareket ediyor

                El-kaide yeni seçilen cumhurbaşkanı ve hükümetinden kontrol ve ağını genişletme bakımından birkaç adım önde olmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı Hadi’nin seçimden sonra yemin ettiği 25 Şubat gününden beri, ordu ve güvenlik güçlerine karşı özellikle Abyan, El- Beyda ve Hadramut’ta 10’dan fazla operasyon gerçekleştirdi. 
                Bu hafta başında ise, Aden’de bir istihbarat polisi Kuzey ve Güney Yemen’in ayrılmasını isteyen aktivistlerin sokak protestoları sırasında bir adamı tutukladı. Ancak yakalanan adam güvenlik güçlerine ateş açmak isteyince öldürüldü. Aden güvenlik kaynakları öldürülen kişinin El-Kaide casusu olduğunu teyit etti. Olaydan sonra Aden’nin El Malla bölgesinden onlarca öfkeli genç “kardeşlerinin” cesedini istediklerini söyleyerek yolları kestiler. Bu olay açıkça El-Kaide’nin yandaşları ile Aden’de konuşlandığını kanıtlıyor. 
               Aden’de bulunan Abyanlı aşiret lideri Hüseyin Osman “ El-Kaide her yerde, fakat Aden’de Abyan’da olduğu kadar belirgin değil, burada gizlice çalışıyor” dedi. Abyan’ın merkezi Zinjubar ve komşu bölgelerden yaklaşık 130.000 kişi hala evlerinden uzakta ve çoğu, El-Kaide bu bölgeyi, Taliban tarzı İslam Emirliği olarak ilan ettiği 2011 Mayısından beri Aden’de yaşıyor[2] 

Uluslararası güçler Yemen’de kapsamlı bir diyalog için çağrıda bulundu

                KİK (Körfez İşbirliği Konseyi) anlaşmasını destekleyen ülkeler Yemen’deki siyasi kargaşayı sona erdirmek amacıyla gecikmeksizin geniş kapsamlı bir diyalog konferansının toplanması için anlaşmanın bütün taraflarına çağrıda bulundular.
               Sana’daki ABD Büyükelçiliği tarafından yayınlanan bildiride, Yemen’e istikrar getirmek için ortaya konan uluslar arası çabaları engellemek için herhangi bir partiden gelen girişimi kabul etmeyecekleri belirtildi. BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri bütün taraflara medyadaki siyasi çekişmeleri durdurmaları ve ABD destekli S.Arabistan önderliğindeki Körfez Uzlaşısının uygulanmasına odaklanmaları çağrısında bulundular.
               KİK ve Batının desteğiyle oluşturulan anlaşma eski Cumhurbaşkanı Salih’in yasal dokunulmazlık şartı ile iktidarı devretmesi sonucunda barış planını uygulamaya sokmuş, bunun ilk aşaması da seçimlerin yapılması olmuştur. Ancak Cumhurbaşkanı Hadi’nin seçilmesinden sonra ülkede hala tam olarak istikrarın ve diyaloğun sağlandığı söylenemez. Eski Cumhurbaşkanı Salih ve yeni rejim arasında medya savaşları başlamış, Güney Yemen’in ayrılma isteği giderek su yüzüne çıkmıştır. Ancak bu barış planı işe yararsa, Suriye’de de Yemen modelinin uygulanabileceği gündeme getirilmektedir[3] 

İran Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Yemen’in içişlerine karıştığı iddialarını reddetti

                Arap ve Afrika işlerinden sorumlu İran Dışişleri Bakanı yardımcısı Emir Abdu Alahain, Yemen Dışişleri Bakanı Ebu Bekir El Kibri’nin ” İran Yemen’in içişlerine müdahale ediyor” sözlerini yalanladı. İran yetkilileri el Kibri’nin açıklamalarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu söylemekle birlikte, başkalarını suçlamak yerine kendi halkının isteklerine kulak vermesi çağrısında bulundu. Ayrıca İran’ın Yemen halkı ve onların haklı isteklerinden yana olduğu ve oluşturulacak ulusal diyalogun Yemen’i içinde bulunduğu bu vahim durumdan kurtarmak için tek ve en iyi çözüm olduğu belirtildi. Tahran ve San’a arasındaki ilişkiler eski Cumhurbaşkanı Abdullah Salih, İran’ı ülkenin kuzeyindeki Şii Huti ayaklanmasını desteklemekle suçladığı 2007 yılından beri kötüye gitmektedir[4] 

Yemen’de Ulusal Kadın Konferansı  

               Yemen Ulusal Kadın Konferansı, Başbakan Muhammed Basindwa tarafından geçen pazartesi Sana’da açıldı. İki gün süren konferans Ulusal Kadın Komitesinin işbirliği ile İnsan Hakları Bakanlığı tarafından desteklendi. Burada Yemenli kadınların yaşadığı politik, ekonomik, sosyal ve sağlık problemleri tartışıldı. Buna ek olarak, konferansta, silahlı çatışmalar ve toplumsal cinsiyet konuları ele aldındı. Başbakan Basindva konferansı Yemen kadınlarının tarihinde görülmemiş ve yeni bir olay olarak tanımladı. Konferansta aynı zamanda kadınların Mısır, Tunus, Yemen ve Libya’da Arap Baharındaki rolü tartışıldı[5] 

Sanatçılar, gazeteciler ve avukatlar San’a ’nın sendikalarından bağımsızlıklarını ilan ettiler

               Güney Hareketi içinde birleştirilen kitlesel gösterilerden beş yıl sonra, avukatlar, sanatçılar ve gazeteciler de dâhil güneyden işçiler, başkent San'a merkezli sendikalar ve derneklerden çıkmaya başladılar. Bu bağımsızlık gösterisinin Kuzey Yemen ile gerginliği artırması ve Milli Birlik Hükümeti ve yeni seçilen cumhurbaşkanı için daha çok sorun getirmesi bekleniyor. 2007 yılında Güney Hareketinin kuruluşundan beri, kendini San’a’daki dernekten ayıran bir gençlik derneği bulunuyordu. Güney Gençlik Derneği, bir güney hareketi liderinin oğlu Fadi Hasan tarafından kurulmuştur. Benzer sendikaların, Güney Yemen’in bağımsızlık taleplerine desteği artırma isteği özellikle 2011 ve 2012’de su yüzüne çıktı. Güney Kadın Derneği, Güney Sanatçılar Derneği, Güney Gazeteciler Sendikası için Hazırlık Komitesi ve Barolar Birliği gibi örgütlerin hepsi bu yılın başında ilan edilmiştir[6]

BM Dünya Gıda Programı: Beş milyon Yemenlinin acil gıda yardımına ihtiyacı var




               Dünya Gıda Programı anketine göre beş milyon Yemenli, ciddi boyutlarda gıda yetersizliği çekiyor. Ayrıca ankete göre gıda yetersizliği endişe verici olduğu bölgelerin arasında Hudeyda en kötü durumda olan şehridir. BM ajanslarına göre 4 milyon Yemenlinin siyasi ve ekonomik krizlerden etkilendiği Yemen, Somali’ye yakın bir çizgidedir. Dünyanın en önemli insani yardım kuruluşları arasında sayılan WFP(Dünya Gıda Programı), acil kalkınma programlarının yanında 80 ülkede açlık ve yoksullukla mücadele ediyor. WFP Yemen temsilcisi Lubna Alaman Çarşamba günü yaptığı açıklamada “Yemende tanık olduğumuz son zamanlardaki çatışmalardan kaynaklanan siyasi istikrarsızlık ve gıda maddelerinin fiyatının yükselmesi, Yemen’deki açlığın artmasına neden oluyor” dedi. WFP, yüksek fiyatlar ve ülkenin kuzey ve güney bölgelerinde kitlesel olarak yerinden edilmeler sonucu açlık çeken 3 milyon Yemenliye gıda yardımında bulunacaklarını belirtti[7]
______________________________________________________________
[1] http://www.yobserver.com/front-page/10021970.html
[2]http://www.yobserver.com/front-page/10021972.html
[3]http://www.yobserver.com/front-page/10021976.html
[4]http://yemenpost.net/Detail123456789.aspx?ID=3&SubID=4967&MainCat=3
[5]http://www.yementimes.com/en/1557/news/618/Unprecedented-national-women%E2%80%99s-conference.htm
[6]http://www.yementimes.com/en/1557/news/613/Artists-journalists-and-lawyers-declare-independence-from-Sana%E2%80%99a%E2%80%99s-syndicates.htm
[7]http://www.yementimes.com/en/1556/news/583/WFP-Five-million-Yemenis-needs-urgent-food-aid.htm 



YEMEN GÜNDEMİ
Semra DÜZGÜN
19.03.2012

        ABD Savunma Bakanlığı Pentagon ise 10 Mart’ta, bir yıl aradan sonra Yemen’e askeri yardımı tekrar başlatacağını bildirdi. Yardımlara ülke içersindeki kaos ortamı nedeniyle ara verilmişti. Hiçbir anlaşma yapılmamakla birlikte, ABD’li savunma yetkilileri bu yılın sonuna doğru 75 milyon dolara kadar yardım yapılabileceğini söyledi. Yardım askeri eğitim ve araç gereçten oluşmaktadır. ABD’li yetkililer El-Kaide’nin güneyde ayağını genişletmek ve silah teçhizat ele geçirmede yemendeki huzursuzluktan avantaj sağladığı konusunda uyardı. Son olarak 18 Mart’ta Yemen’den bir askeri heyet, Washington'daki Pazartesi günü çalışmalarına başlayacak Yemen-Amerikan Genelkurmay Görüşmeleri toplantılarına katılmak üzere ABD'ye gitti. Toplantının gündeminin askeri işbirliği alanları olduğu ve işbirliğinin askeri eğitim ve rehabilitasyon, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde terör ve korsanlıkla mücadele konusunda olacağı bildirildi.(1)

         Bununla birlikte Aden güvenlik hizmetleri de, istikrarı kurmak ve komşu Abyan’dan gelen El-Kaide militanlarına karşı şehri korumak için 11 Mart’ta bir plan ortaya koyduğunu açıkladı. Aden Valisi Raşit Ali planın kıyı şehri Aden’e güvenliğini ve huzurunu geri kazandırmak için tasarlandığını belirtti. Aden güvenlik şefi General Sadık Haid de planın Aden’i, Abyan’dan Aden’e kaçan firari terörist unsurlara kapatmak ve bölgeyi terörist saldırılara karşı dayanıklı hale getirmeyi amaçladığını vurgulamıştır. Aden askeri üsler ve güvenlik kontrol noktalarında El-kaide militanları tarafından başlatılan terör saldırılarından kötü etkilenmiştir.14 Mart Çarşamba günü Aden yerel halkı, El-Kaide militanları ile Yemen ordu güçleri arasında başlayan çatışmaların sabah saatlerine kadar sürdüğünü teyit ettiler. Ancak bu saldırıların Bedir askeri havaalanını hedef alıp almadığı belirsizliğini koruyor. Geçen Çarşamba hava saldırıları Güney Abyan’da militanları hedef almıştı, ancak yerel kaynaklar saldırıların sadece sivilleri vurduğunu bildirdi. El-Kaide web sitesinde, saldırıların 27 askerin ölümüne sebep olduğunu ve üç El-Kaide savaşçısının öldüğünü, ayrıca liderlerinden birinin öldürülmediğini duyururken, Savunma Bakanlığı ise sadece 3 Yemen askerinin öldüğünü ve iki üst düzey liderleri, Nasser Al-Dhafri ve Saif Salem Al-Taisi dahil üç El-Kaide militanının öldürüldüğünü açıkladı. El-Dafri, Rada’daki militanların geri çekilmesi şartıyla hükümetle anlaşarak serbest bırakılan bir El-Kaide lideridir.(2) Ayrıca İsviçreli bir kadının Çarşamba günü kaçırıldığı bildirildi. Yetkililer kaçırılma olayının El-Kaide tarafından gerçekleştirildiği iddia ediyor.(2)

         Ülke içinde bu gelişmeler yaşanırken, yeni Cumhurbaşkanı Mansur El Hadi bu huzursuz ortama rağmen dışarıdan olumlu tepkiler almaya devam ediyor. 12 Mart’ta İngiltere Uluslararası Kalkınma Bakanı Alan Duncan Cumhurbaşkanı Hadi’ye Kraliçe Elizabeth tarafından yazılmış, seçimleri kazanmasından dolayı tebriklerini de içeren bir mektubu teslim etti. Cumhurbaşkanı Hadi ve Duncan yerel, bölgesel ve uluslararası düzeyde ortak endişe kaynağı olan sorunlara da değindiler. Aynı zamanda Yemenli liderler hafta boyunca Hollanda Avrupa İşleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Ben Knapen, Fransız Dışişleri Bakanlığının Kuzey Afrika ve Orta Doğu Direktörü Patrice Paoli ve Türk Büyükelçi Fazli Çorman ile işbirliği ve geçiş sürecinde bu ülkelerin vereceği destek konusunda görüştüler. Özellikle Başbakan Basindwa Türkiye Büyükelçisi Çorman ile ekonomi, sağlık ve kültür alanlarındaki ikili işbirliğini gözden geçirdi. Başbakan ile Yemen’de ulusal ekonomiyi büyütmek ve sürdürülebilir bir gelişme gerçekleştirmek için ekonomik alanda Türkiye’nin deneyimlerinden yararlanabilme olasılığını görüştü.(3)
         Bununla birlikte ülke içersindeki Sünni Selefiler, 14 Mart Çarşamba günü, Yemen Rashad Birliği adında bir parti kurduklarını duyurdular. 3 gün süren toplantıda ülkenin çeşitli yerlerinden gelen Selefiler politik görüşlerini tartıştılar. 1980’lerden bu yana Yemen’de Selefilerin aktiviteleri, su projeleri, Kuran okulları kurma, yetimlere ve yerinden edilenlere yardım etme gibi hayır işleri ile sınırlı kalmıştı. Yemeni Rashad Birliği ise ilk Selefi partisidir. Yeni kurulan parti ülkenin siyasal sistemini İslam Şeriat Hukukuna göre şekillendirmek istediğini belirtmiştir. Bazı Selefi gruplar ise partiyi tanımadıklarını söylemişlerdir.(4)

           Tüm bu gelişmeler yaşanırken ülkedeki siyasal partiler ve sivil toplum kuruluşları bu ay başında sunulan geçici yasa taslağı üzerinde çalışıyorlar. Yasanın önümüzdeki ay içerisinde meclis onayına sunulması bekleniyor. Hukuk İşleri Bakanı Muhammed El Miklafi 26 Mart’a kadar yasa hakkında geribildirimler için bekleyeceklerini,4 Nisan’a kadar görüşleri toplayıp, son taslağı tartışılmak üzere meclise göndereceklerini açıkladı. El Miklafi’ye göre bu yasanın amacı aynı zamanda Körfez İşbirliği inisiyatifinde şimdiki hükümet partileri tarafından imzalanan dokunulmazlık maddesini de içeren kanunu muhafaza ederken, 1994’ten 2012’ye kadar yerel krizlere verilen kurbanları telafi edecek şekilde Yemenliler arasındaki çatışmalara son vermektir.(5)
   
Kaynaklar       
(1) http://www.yemenfox.net/news_details.php?lng=english&sid=2344
(2) http://www.yementimes.com/en/1555/news/
(3) http://www.sabanews.net/en/category14.htm
(4) http://www.yementimes.com/en/1555/news/
(5) http://www.yementimes.com/en/1555/news/